Neyîme Xelef Hecî 26 yaşında ve 5 çocuk annesi. Şengal-Zoravalı. Ferman sonrası kendi köyüne muhtarlık yapmaya başladı. “Bu işi yaptığım için çok mutluyum” diyor. [1]
DAİŞ tarafından kaçırılan Êzidî kadınların acıları; öfke ve intikam gücüne dönüştü. Bu yüzden bugün Êzidî toplumu içerisinde “Fermandan önceki Êzidî kadınları ile fermandan sonraki Êzidî kadınları aynı değil” sözünü çok sık duyuyoruz. Bu cümle Êzidî kadınların zülüm ve zorbalık karşısındaki isyanına dayanıyor ve artık Êzidî kadınlar, dört duvarı kendine sınır olarak görmüyor.
Êzidî kadınların 8 yıllık mücadelesi ile toplumdaki duvarlar birer birer kırıldı. Êzidî kadınların özgürlük mücadelesi hem toplumsal hem de siyasi anlamda birçok engelle karşı karşıya kaldı. Ancak işkence ve acı gören kadınların gücü kolay kolay teslim alınamadı. Bu güç yaşamsal değişiklikleri de beraberinde getirdi. Êzidî kadınlar toplumu yönetiyor, toplumlarını savunuyor. Özelikle anneler bu inancın öncülüğünü yapıyor.
Fermandan sonra muhtar oldu
Şengal’e yaptığımız yolculukta Sinûn ilçesinde Neyîme Xelef Hecî ile karşılaştık. 26 yaşında olan Neyîme Xelef Hecî, 5 çocuk annesi. Zorava köyünden olan Neyîme, ferman öncesi ailesinin yanında kalıyordu ancak ferman sonrası kendi köyüne muhtarlık yapmaya başladı. 12 yaşına kadar Zorava köyünde yaşamını geçirmiş. Sonra ailesi ile birlikte Sinûn ilçesinde yaşamaya başlamış. Evlendikten sonra ise Guhbel köyüne geçmiş.
‘Evimizi yeniden inşa ettik’
Neyîme’nin sözleri öfke ve kin, güç ve umut dolu. Ferman sürecinden bahsetmeye başlıyor ve ekliyor: “Evlendikten iki yıl sonra ferman oldu. Kaçtık. Yönümüzü Başûrê Kürdistan kamplarına verdik. Güvenli yol açıldığı gibi Şengal’e, Sinûn’ê döndük. Bir toprak parçası satın aldık. Evimizi yeniden inşa ettik. İnsanın kendi insanları arasında olmasından daha güzel bir şey olamaz. Burada çok mutluyuz.”
Mahalleye jeneratör
Neyîme’nin kendi mahallesinin (Heyder Mahallesi) muhtarlığını yapması ilgimizi çekiyor. Nasıl muhtarı olduğunu büyük bir merak ile sorduk. Bir buçuk yıldır muhtar olduğunu ve bu işi yaptığını söyleyen Neyîme, “Bu işi yaptığım için çok mutluyum. Elimden geldiğinde mahalle sakinlerinin sesini herkese duyurmaya çalışıyorum” diyor. Neyîme Xelef Hecî, muhtar olduğu mahallenin sakinlerine daha fazla hizmet vermek için jeneratör ayarlamış. Jeneratörün bakımını ve gerekli tüm temizliğini kendisi yapıyor. Neyîme “Yoksul olan çok sayıda ev var. Elektriği onlara ücretsiz veriyorum.[1] Bu işi yaptığım için çok mutluyum” diyor.
Engelleri aşa aşa
Buraya gelene kadar kimi engellemelerle karşı karşıya kalmış. Muhtar olmasını istemeyenlerden biri de babasıymış. Babasının komşuları, köyünün muhtarı da onun muhtar olması için engel olmaya çalışmış. Ancak tüm engellemelere rağmen Neyîme geri adım atmamış.
“Babam, ‘bir kadının nasıl olur da bir yerin sorumluluğunu alır ve yönetici olur’ diyordu. Ben de ona en iyi kadının yapabileceğini anlattım” diyen Neyîme şöyle devam ediyor: Elimden geldiğince halk arasına ayrım koymamaya çalışıyorum. Kadın ve erkeklerin yönetimi aynı değil. Çünkü kadın daha merhametli. Erkekler ise daha çok çıkarcı.
“Ferman öncesi kadınlar ile ferman sonrası kadınlar aynı değil” diyor ve ekliyor: “Kadınlar gördükleri acılardan kaynaklı cesaretlenmişler ve özgürlük mücadelesine başlamışlar. Êzidî kadınlar gördükleri acılardan kaynaklı çok cesaretlenmişler. Şuan kadınlar tüm işlerde yerini alıyor. Ben de onlardan biriyim. Kadın olduğumdan kaynaklı kimse muhtarlık mührünün elimde olmasını istemiyor. Bir kadının nasıl olurda belgeleri mühürleyeceğini söylüyor. Bunu kendime engel olarak görmüyorum ve işime devam ediyorum.”
‘Topraklarınıza dönün’
Neyîme kamplarda yaşayanlara da seslendi: Binlerce kadın, çocuk, yaşlı Şengal dağlarına sığındı. Nasıl bırakırız? Yılların mücadelesi sonucu Êzidî toplumunun gücünü oluşturduk. Asayişimiz oldu. Savunma gücümüz daha da güçlendi. Bu kazanımları nasıl bırakırız! Başûrê Kürdistan’daki tüm halkımızın kendi topraklarına dönmelerini istiyoruz”