İstanbul’da yaşayan Batmanlı Kadri ailesi için tandır ekmeği geçim kapısı oldu. İki fırınları olan ve yaklaşık 3 yıldır tandır ekmeği yapan Muhammed Kadri, “Tandır ekmeği özlenilen bir tad, özellikle Kürtler büyük bir rağbet gösteriyor” diyor.
Ortadoğu coğrafyasında yaşayan halkların ortak kültürü olan tandır, insanlığın en temel tüketim gıdası olan ekmeğin pişirilmesi için binlerce yıldır kullanılan bir araç. Bölgeye göre yapımı değişen tandır Kürt coğrafyasında daha çok killi toprak kullanılarak yapılıyor. Günümüzde hala ekmek yapımı için kullanılan başlıca araçlardan biri olan tandır, İstanbul’da da başlıca geçim kapısı olmuş durumda.
Kültürlerini gittikleri yere taşıdılar
1990’lı yıllarda devletin yürüttüğü savaş konseptinin bir parçası olarak uygulanan göç ettirme politikası ile birlikte resmi verilere göre 3 binin üzerinde köy boşaltıldı ve on binlerce insan yerinden edildi. Göç etmek zorunda kalanların çoğu Adana, Mersin, İzmir ve İstanbul gibi Türkiye metropollerine yerleşti. Buralara gelen Kürdistanlılar beraberinde kendi kültürlerini de getirdi. Bunların en başlıca örneklerinden biri ise tandır. İstanbul’un birçok ilçesi ve mahallesinde 30 yıl önce her yerde tandır görmek mümkündü. Ancak belediyeler bu tandırları birer ticari işletme olarak görerek “ruhsatsız” olduğu gerekçesi kurulan tandırları bir bir yıktı.
Batman’dan İstanbul’a
Batman’ın Gercüş ilçesinden 20 yıl önce İstanbul’a göç eden Kadri ailesi, hem özlemini çektiklerini köy ekmeğinin lezzetini tatmak ve geçimlerini sağlamak için İstanbul’un Beyoğlu ilçesine bağlı Hacı Ahmet Mahallesinde iki ayrı yerde tandır ekmeği yapıp satarak geçimini sağlıyor.
Gercüş ilçesine bağlı Bınkelbe köyünden olan Kadri ailesinin 1990 yılında koruculuğu kabul etmedikleri için “PKK’ye yardım ediyorlar” denilerek köyleri yakılır. İlk önce Gercüş merkeze gelen aileyi devlet burada rahat bırakmaz. Aile bireyleri defalarca gözaltına alınıp işkenceye maruz kalır. Devlet baskısı yoğunlaşınca aile bu defa yönünü Batman merkeze çevirir. Burada sürekli evleri polis ve asker tarafından basılan Kadri ailesi İstanbul’a göç etmek zorunda kalır.
Konfeksiyon ve inşaattan fırıncılığa
İstanbul’a gelen Kadri ailesi, o dönem Kürtlerin yoğun yaşadığı Hacı Ahmet Mahallesi’ne yerleşir. Uzun süre tek gözlü bir evde yaşamak zorunda kalan Kadri ailesinin bireyleri yaşamlarını idame etmek için konfeksiyon ve inşaat gibi çeşitli işlerde çalışmaya başlar. İstanbul’da da PKK’ye yardım ettikleri gerekçesi ile ailenin evi defalarca polis tarafından basılır ve aile fertleri gözaltına alınır. Kadri ailesinin yaşlısından, gencine ve çocuğuna kadara nerdeyse gözaltına alınmayan ferdi yok. “Örgüt üyeliği” ve “örgüte yardım yataklık” suçlamaları ile baba dahil evin tüm erkekleri cezaevine girip çıkar.
Tandır ekleyip fırına çevirdi
Tüm bu baskılar altında bir şekilde yaşama tutunmaya çalışan aile tandır ekmeği yaparak geçimini sağlıyor. Yaşadıkları mahallede iki ayrı dükkanı tandır ekleyerek fırına çeviren Muhammed Kadri, bir fırını oğulları diğerini ise kendisinin işlettiğini söylüyor. Kadri, “Yaklaşık 30 yıldır da İstanbul’da yaşıyoruz. Kendi yaşadığımız yerlerden göçüp gelmişiz buralara. Tandır ekmeğine o kadar hasret kalmıştık ki kafamızda böyle bir proje fikri oluştu. Yaklaşık 3 yıldır tandır ekmeği yapıyoruz. Burada 2 fırınımız var. Halkımız da bundan oldukça memnun. Böyle bir imkan sunmamız onları de çok memnun etti. Bu halde işlerimizi sürdürüyoruz” diyor.
Tandır ekmeği bir başka
Normal fırın ekmeği ve tandır ekmeği arasında bazı farkların olduğunu söyleyen Kadri, “Fırından aldığınız somun ekmeği aldığınız gün tüketmeniz gerekiyor. Diğer güne kaldı mı bayatlar. Fakat tandır ekmeği 3 gün de kalsa 4 gün de kalsa taze kalabiliyor” diye belirtiyor. “Fırınlarda pişirilen ekmeğin içerdiği katkı malzemeleri de göz önüne alındığında tandır ekmeğinin değeri daha da anlaşılır hale geliyor” diye ekliyor.
Müşterilerin çoğu Kürtler[1]
Tandır ekmeğinin çok beğenildiğini ve günde en az bin ekmek sattıklarını sözlerine ekleyen Kadri, “Tandır ekmeği özlenen bir tat. Özellikle civar mahallelerde yaşayan Kürtler bu ekmeğe büyük bir rağbet gösteriyor. Müşterilerimizin çoğunun Batman ve Mardin civarından gelen kimseler. Gercüşlüler de var ama daha çok Batman’ın köylerinden gelen insanlar. Diğer yerlerden gelen insanlar da var. Türkiye’nin batısından ekmeğimizi merak edip gelenler de oluyor. Ekmeğimizi tattıktan sonra sürekli almaya gelen Türkler de var. Hoşlarına gidiyor. Bu şekilde hayatımızı idame ettiriyoruz” ifadelerini kullanıyor.