Türkiye'de Kürtçe Edebiyat ve Yayıncılık Ağı
Hazırlayan: Mukadder Ezel Yılmaz
2016
Giriş
Türkiye'nin demokratikleşme sürecinin önemli tartışma maddelerinden biri olan Kürtçenin
statüsü ve ülke içindeki kullanım alanlarının sınırları, önümüzdeki yıllarda da gündemde
kalmaya devam edecek gibi görünüyor. Bugüne dek siyasi alanda ifade özgürlüğü, kültürel
haklar ve dil hakları temelinde gerekçelendirilen bu taleplerin, Türkiye'deki çok kültürlülük ve
çok dillilik tartışmalarının zenginleşmesindeki rolü büyük. Özellikle anadilinde eğitim talebi,
Kürtçenin resmî olarak tanınması ve toplumsal alanda yaygınlaşmasına yönelik çalışmalar bu
alanda önemli bir yere sahip. Kürt siyasi hareketinin dilin üzerindeki siyasi ve toplumsal baskı
mekanizmalarına karşı oluşturduğu kurumlar ve geliştirdiği yöntemler, ülkedeki çeşitli azınlık
gruplarının dil hakkı taleplerine ilham vermeye devam ediyor.
Kürt kimliğinin ve kültürünün maruz kaldığı baskı ve engellemelere karşı dilin kullanımında
ısrar edilmesinin bir mücadele aracı haline geldiğini söylemek yanlış olmaz. Anadilinde eğitim
çalışmaları bu alanda merkezi bir rol oynasa da, edebiyat, tiyatro ve sinema gibi sanat
dallarında Kürtçenin Kurmancî ve Kirmançkî lehçelerinin kullanımının yaygınlaşması da dil
üzerinden yürütülen mücadeleye dâhil. Yine de bu lehçelerde üretilen kültür ve sanat, çoğu
zaman siyasi tartışmalar ile sınırlı bir çerçevede ele alınıyor. Oysa bu tartışmaların ötesinde,
Kürtçe üretilen kültür ve sanatın dünyadaki diğer kültür ve sanat üretimleri ölçeğinde ele
alınması, üretim kanallarının açılması ve görünürlüklerinin arttırılması dilin önündeki
engellerin aşılması yolunda faydalanılabilecek potansiyel araçlar olarak değerlendirilebilir. [1]