Cewoyê Emer’in yer aldığı 688’inci Alay, Ağustos 1941’de Batı Cephesi’nde Smolenks tarafında Nazilere karşı savaşa katıldı. Emer, yaklaşık 1 yıl süren amansız çatışmalar sonucunda ağır yaralandı. 9 ay hastanede tedavi gördü ve sonrasında Elegez’e döndü.[1]
Ermenistan’ın Alagez/Elegez bölgesinde yer alan Pampa Kurda veya Sipan köyü, özellikle Êzîdî Kürtlerin tarihi açısından önem arz ediyor. Köy, Kars’ta 1918’deki Türk saldırısından kaçan Êzidîler için adeta bir sığınak olmuştu.
Kafkasya’da yaşayan Kürtler denilince akla gelen ilk ülkelerden biri hiç kuşkusuz Ermenistan’dır. Yine bir Ermenistan Kürt’ü olan yazar Mirazê Cemal’in verdiği bilgiye göre, günümüzde Ermenistan’da 21 Kürt köyü bulunuyor. 40 bin Kürt’ün yaşadığı tahmin ediliyor. Bu köylerden 10 kadarı Elegez bölgesinde yer alıyor. Bu bölgede meskûn Kürtlerin büyük çoğunluğu ise Êzîdî’dir. Êzîdî Kürtlerin Elegez’e göçü, 1820’li yıllara kadar uzanıyor. Onların Osmanlı tahakkümünden kaçıp buralara yerleştiği tahmin ediliyor. Mevcut bölgede en çok temayüz eden köylerden biri ise Pampa Kurda’dır. Köyün adı 1978 yılında Sipan olarak değiştirilmiş. Pampa isminin Pambak dağ sırasından neşet ettiği düşünülüyor. Köye yerleşen ilk ailenin ise Şemşikan (Şemskî) aşiretinden Mistiyê Şemo’ya ait olduğu tahmin ediliyor.
Nazilere karşı savaş
Pampa Kurda köyünün ilk sakinlerinden biri de Mamoyan ailesidir. Êzidî-Kürt aile özellikle 20’nci yüzyılda mümtaz şahsiyetler yetiştirdi. Ailenin günümüzdeki mensuplarından yazar ve tarihçi Ezîzê Cewo (Mamoyan), kökenlerinin Amed’e kadar gittiğini belirtiyor. Aile geçmişinin 200 yıl öncesine Hazro’ya kadar uzandığını da aktarıyor. Bilhassa Ezîzê Cewo’nun babası Cewoyê Emer (Mamoyan), Pampa Kurda’nın sembol isimlerinden biri. 1917 yılında doğan Cewoyê Emer, 1938 ve 1940 yılları arasında köy okulunda başöğretmen olarak görev yaptı. Eğitimle iştigal ederken askerlik yapma zamanı da geldi ve Ocak 1940’da Kuzey Kafkasya’da askerliğe başladı. Bu dönemde Hitler öncülüğündeki faşist Nazi ordusu, Polonya’yı işgal etmiş ve Sovyet toprağını tehdit ediyordu. Nitekim Naziler, 22 Haziran 1941’de Sovyetler Birliği’ne saldırı düzenlemiş ve savaş tüm dünyaya sirayet etmişti. Bunun üzerine Cewoyê Emer’in yer aldığı 688’inci Alay, Ağustos 1941’de Batı Cephesi’nde Smolenks tarafında Nazilere karşı savaşa katıldı. Emer, yaklaşık 1 yıl süren amansız çatışmalar sonucunda 10 Ağustos 1942’de ağır yaralandı. 9 ay hastanede tedavi gördü ve sonrasında Elegez’e döndü.
Smolensk’te kanlı çatışmalar
Nazilere karşı verilen çarpışmaları yakından gözleyen Cewoyê Emer’in anıları dikkate değerdir. Smolensk sahasında yaşanan keşmekeşi şu şekilde tasvir ediyor: “Birliğimiz Vyazma ve Smolensk tarafında ağızlarındaki dişe kadar silahlanmış faşist Alman işgalcilerine karşı kanlı çatışmalara girdi. Düşman sivilleri, ambulans trenlerini ve sahra hastanelerini acımasızca bombaladı. Yerleşim alanlarını yerle bir etti. Sovyet halkının malını ve mülkünü gasp etti. Bölge sakinlerini, kadınları ve çocukları süngüleyerek öldürdü… Verdiğimiz mücadelenin haklılığı konusunda emindik. Vatan bizi mücadeleye çağırıyordu, gittik ve onu savunduk.”[1]
‘Cumhuriyetin şerefli öğretmeni’ nişanı
Savaş sonrası Pampa Kurda’da başöğretmenlik yapmaya devam eden Cewoyê Emer, aynı zamanda Kürtçe ve Ermenice dersler veriyordu. Bir süre sonra kendisine “cumhuriyetin şerefli öğretmeni” nişanı verilmişti. Öğrencileri arasında Kürdoloji tarihine adını altın harflerle yazdıran Wezîrê Eşo, Ferîkê Ûsiv ve Emerîkê Serdar gibi isimler vardı. Bunlardan yazar, gazeteci, tarihçi ve tercüman Wezîrê Eşo’nun Pampa Kurda serüveni ilgi çekicidir. Onun Êzîdî-Kürt ailesi, Osmanlı döneminde tazyik altında kaldığı için Çarlık Rusya yetkililerine başvurmuştu. Dedesi Navo’nun da içinde olduğu 5 kişilik bir grup, Kafkasya Valisi Knez Vorontsov’a danışmış ve sığınma talebinde bulunmuştu. Başvuru olumlu sonuçlandı ve Eleşkirt ovasından yaklaşık 400 Êzîdî Kürt aile Kars’a göç etti. Burada 16 köye iskân etti. Ancak 1918 yılında Kâzım Karabekir komutasındaki Türk ordusunun Kars’a saldırmasıyla birlikte Êzîdî Kürtler “tasalluta” maruz kaldı. Mutaassıp Türk tarihçilerinin çok böbürlendikleri “gaza-i ekber” sonucunda çok sayıda Êzîdî katledildi, bir kısmı kurtulmayı başardı. Kaçmayı başaran ailelerden biri de Wezîrê Eşo’nun ailesiydi. Öncelikle Aleksandropol’a (Leninakan/Gümrü) geçen aile, sonrasında Pampa Kurda’ya yerleşti. Bu dönemde Ermenistan’da baş gösteren kolera salgınından dolayı bir süreliğine Tiflis’e göç etti. Wezîre Eşo burada 1 Kasım 1934 tarihinde dünyaya geldi. Asıl adı Vazgen Muradyan’dı. Sonrasında Pampa Kurda köyünde büyüdü ve eğitim gördü.
Kars’tan Pampa Kurda’ya
Pampa Kurda köyünün Kürdoloji camiasına kazandırdığı önemli aydınlardan biri de Ferîkê Ûsiv idi. Onun ailesi de Êzîdî Kürt bir aileydi ve Kars’tan Ermenistan’a gelmişti. Sipkî aşiretine mensup olan Ferîkê Ûsiv, 1934 yılında Pampa Kurda’da doğdu. Edebiyat, tarih ve çeviri mecrasında paha biçilmez bir üretkenliğe sahipti. Şiirleri Rîya Teze gazetesinde yayımlanırken, kendisi Erivan Radyosu Kürt dili biriminin başında bir süre faaliyet yürüttü. Shakespeare, Goethe, Lermontov, Puşkin ve Yesenin gibi ünlü şairlerin eserlerini Kurmancî’ye çevirdi.
Rîya Teze’nin redaktörü
Cewoyê Emer’in başarılı talebelerinden biri de Emerîkê Serdar’dı. 1935 yılında Pampa Kurda’da doğan Serdar, yine Êzîdî bir Kürt’tü. Babası Dewrêşê Serdar’ın İkinci Dünya Savaşı’na katıldığı ve bir daha dönmediği düşünülüyor. Annesi Sayrê Xido tarafından büyütülen Emerîke Serdar, özellikle Rîya Teze gazetesinde adını duyurdu. 1962’den 2006 yılına kadar gazetenin redaktörlüğünde çalıştı. Bunun dışında tercümanlık da yapmıştı.