Varlıklıysanız müzik dinler, sinemaya gidersiniz anlayışına karşı kent meydanlarında yaptıkları müziği gecekondu mahallelerine taşıyan Kasım Taşdoğan, İzmir'de şimdiye kadar 10'dan fazla gecekondu mahallesinde dinleti yaptı.[1]
Hayatın birçok alanında olduğu gibi sanatçılar da pandemi koşullarında nasibini aldı. Son günlerde “normalleşme” adı altında bazı yasaklar kaldırılsa da yaklaşık 2 yıl devam eden yasaklarda çok sayıda sanatçı iflasın eşiğine geldi. Sanatlarını üretecek sahne bulamayan sanatçılar, farklı iş kollarına yönelerek yaşamlarını idame etmeye çalışırken, yasaklar kalkmasına rağmen iş bulamıyor.
20 yıldır müzik yapıyor
Bu isimlerden biri olan ve ismini İzmir’in yoksul kentlerinde yaptığı sokak müziği ile tanıdığımız Kasım Taşdoğan, yaklaşık 20 yıldır müzik yapıyor. Ancak birçok müzisyen gibi geçinemediği için farklı işler ile uğraşmak zorunda kaldığını anlatıyor.
İzmir’in en kalabalık yerlerinde haftanın belli günleri şarkı söyleyen Taşdoğan, daha sonra yoksul mahallelerde müzik yapmaya başladıklarını anlatıyor:
* “Ancak bir yerden sonra durup kendimize bir soru sorduk; para dışında bir 'değer' var mı? 'Arka mahalle' tercihimiz böyle başladı. Bunu bir tür özeleştiri olarak görüyorum. Genellikle sanat-kapital ilişkisi, bir arz-talep ilişkisi gibi işliyor bütün dünyada.
* Varlıklıysanız sinemaya gidersiniz, çocuklarınızı baleye, keman veya piyano kursuna yollarsınız, müzeler gezersiniz vs. ve bu sizi 'kültürlü sınıf' yapar. Yani paranız yoksa 'kültürsüz' kalmanız kaçınılmazdır. Yoksullara eğlence kültürü olarak kalan tek şey TV kanalları ve o TV kanalları da bizim yaptığımız müzikleri yayınlamıyor.
* Bu perspektifle de İzmir'de şimdiye kadar 10'dan fazla gecekondu mahallesinde dinleti yaptık. Bundan sonra da koşullar elverdiği sürece ve mümkünse daha da kalabalık gruplarla bu işi sürdürmek istiyoruz. Esasen beni daha fazla bir şey üretmeye sevk eden şey de bu dinletilerdir.
Rahşan Demirel hafızaydı
* Newroz günü Kadifakale’de Rahşan Demirel anısına sokak dinletisini yaptık. Kadifekale kentsel dönüşüm adı altında bir bölge komple dağıtılırken, aslında dağıtılan, ciddi bir sosyo kültürel hafıza mekânıydı. Rahşan Demirel de buranın en önemli hafızalarından biridir. O dinletiyle, Rahşan'dan haberdar olmayanlara, o mekanın bir şarkısı olduğunu söylemek istedik.”
Mekan bulamıyoruz
KHK’lar ile bütün kültür sanat kurumlarının kapatıldığını ifade eden Taşdoğan, “Çok az Kürt müzisyen mekan bulabiliyor. Bizim gibi müziğini sokağa taşımak durumunda kalan birkaç kişi de maalesef türlü türlü baskılara maruz kalıyor. Bazıları ise maalesef otosansür uygulayıp, sırf geçinebilmek için sadece Türkçe şarkılar söylüyor dedi.
Kürt müziğine yönelik tahammülsüzlükten birebir nasibini alan Taşdoğan, zabıtalar tarafından 'ses desibeli yüksek' olduğu gerekçesiyle müzik yapmaması için uyarılmıştı. Geçtiğimiz günlerde de İstiklal Caddesi’nde ise Kürtçe müzik yapan müzisyenlerin enstrümanlarına el konulmuştu.
Taşdoğan, Gerek İzmir'de bizim yaşadığımız, gerekse İstanbul'da Kürtçe müzik yapan başka bir arkadaşımıza yapılanlara bakınca, bu kültürel tahammülsüzlüğün sadece iktidar çevrelerinde değil, kendine sosyal demokrat diyen CHP belediyelerinde de had safhada olduğunu görüyoruz” diye konuştu.
‘Yokuş Yola’ şiirini Kürtçeye çevirdi
Yakın zamanda Turgut Uyar'ın “Yokuş Yola” şiirini Kürtçeye çevirip bestelediğini söyleyen Taşdoğan, Kısa bir süre içinde ise çok değerli bir müzisyenle bir düet şarkılarının yayınlanacağını bilgisini veriyor. Taşdoğan, “Youtube, amatör çekim kayıtlarımı atabildiğim en popüler platform. Dinleyici ile bağ kurmam için en ideal platform. Elimizdeki sınırlı sahnelerden birisi orası ve diri tutmaya çalışıyorum. Bundan sonra da muhtemelen single üzerinden ilerleteceğim müziği. Şuan bir kaç şarkım kayıt bekliyor ve kayıt oldukça yayınlayacağım dijital platformlardan” diye ekledi.