Dijital kolaj ve ilüstrasyon sanatçısı olan Hogir Ar'a göre Z kuşağı politikaya önceki kuşaklar gibi oportünist değil, pragmatist yaklaşıyor. Hogir, İddia edilenin tersine, kesinlikle politik bir duruşu var bu kuşağın ve politik eğilimlerini anne babaları üzerinden şekillendirmiyorlar’’ diyor.[1]
Son yıllarda kuşaklar arası farklar ve Z kuşağı üzerine çok sayıda tartışma yürütülürken bu tartışmaların çoğunlukla günlük yaşam pratikleri ve politik tercihler üzerine yoğunlaştığı da gözden kaçmıyor. Gençliğe dair eleştirilerin çoğunluğu vurdumduymazlık ve apolitizm üzerinden kurulurken bu eleştirilere gençlikten gelen cevap da yaşama bakışın artık dönüşmesi gerektiğini önceliyor.
Apolitizm eleştirisine başka bir politik bakış gerekliliğinin altını çizerek yanıtlayan Z kuşağı, günlük yaşam pratiklerine dair eleştirilere de yaşamın yeniden kurgulanması ve toplumun tabandan örgütlenmesi gerektiğini söyleyerek yanıtlıyor. Ancak tüm bu tartışmalarda gözden kaçırılan bir şeyler var: Z kuşağı her ne kadar eleştirilerin hedefinde gibi görünse de savunma pozisyonunda değil. Bu kuşak, herkesin kendi gerçekliğini özgürce yaşayabileceği yeni bir yaşamın gerekliliğinde hem fikir ve bu fikir için mücadele etmekten başka bir yol olmadığını biliyor.
Geleneğin nazikçe reddi
Kuşaklar arası tartışmaların günlük yaşam pratikleri ve politik tercihler üzerinden sürdürülmesi gençliğin hedefine koyduğu yeni yaşamın anlaşılmasını da güçleştiriyor. Oysa gençlik yalnızca bu iki alanda değil düşünce, edebiyat, sanat gibi yaşamı besleyen diğer alanlarda da mücadelelerini yaratıyor, sürdürüyor. Biz de Z kuşağı sanatçılarının bu tartışmaları nasıl değerlendirdiğini sorduk. Bir dijital kolaj ve ilüstrasyon sanatçısı olan Hogir Ar'a göre Z kuşağı politikaya önceki kuşaklar gibi oportünist değil, pragmatist yaklaşıyor. Ona göre Z kuşağının politik hassasiyetleri inandırıcılık ve ortaya atılan iddianın bireye ve topluma getireceği kazanımlar ekseninde bakıyor. Hogir Ar, sözlerini İddia edilenin tersine, kesinlikle politik bir duruşu var bu kuşağın ve politik eğilimlerini anne babaları üzerinden şekillendirmiyorlar. İdeoloji, inanç gibi unsurlar politik tercihlerde önemliydi. Fakat Z kuşağı böyle bir geleneği nazikçe reddederek, sosyopolitik geleneği değiştirecek gibi görünüyor diyerek destekliyor.
Daha iyi kavranan emperyalizm gerçeği
Bireylerin ve toplumsal yapıların ideal düzeyde gelişim sağlaması ve inşasında bilim, sanat ve etik değerlerin yer aldığı bir eko sistemin oluşturulması gerekliliğini savunan Hogir Ar, Z kuşağı emperyalizm gerçekliğini önceki nesillerden daha iyi kavramış durumdadır. İslam dünyasının ve Ortadoğu toplumlarının sömürüye neden maruz kaldıklarının çok iyi farkındalar. Bu durumdan kurtulma yolunun ise hamasetle değil, kaynakları doğru ve yerinde kullanarak, ekonomik ve teknolojik gücü elde etmekten geçtiğine inanıyorlar. Daha yaratıcı ve daha uyumlu bir dönemi onlar başlatacak gibi gözüküyor. Z Kuşağı insan hakları, hayvan hakları, cinsiyet ayrımcılığı gibi konularda duyarlılığı ön planda olan, haklar konusunda eşitlik temelli bir anlayışa sahip bir kuşaktır sözleriyle tanımlıyor kendi kuşağını.
'Anlaşılabilmek büyük mesele'
Henüz 14 yaşındayken çeşitli bilgisayar yazılımları aracılığıyla Kürtçe şarkılar ile hiphop ritimlerinin sentezinden oluşan deneysel mixler yapmaya başlayan ve o günden bu yana müzik yapan 24 yaşındaki Xodi ise müzikle başarmak istediği şeyi daha iyi anlayabilmemiz için Sentez demişken hem hiphop hem elektronik müzik icrasında kullanılan 'sample' tekniğinden bahsetmek istiyorum. Sample tekniği, herhangi bir şarkının istenilen bölümlerinin kesilerek başka bir şarkıda kullanılmak üzere orijinalinden farklı duygular içeren melodiler, ritimler yaratılabilmesini sağlayan bir tekniktir. Dolayısıyla farklı şarkılardan 'sample' alınarak icra edilen bu iki müzik tarzı bu yönleriyle etkileşime müsait müzik türleridir. Bu etkileşim hali bana kendimi sanat yoluyla ifade ederken hem modern müzik elementleri hem de geleneksel Kürt müziği öğeleri kullanabilme imkanı sağlıyor diyor ve ekliyor: Anlaşılabilmek büyük mesele.
Siyasete ilgisizlik mi?
Xodi de Z kuşağına dönük apolitizm eleştirilerini reddederek, Bence sanıldığı gibi Z kuşağı apolitik değil. Sadece siyaset alanında bir şeyleri değiştiremeyeceklerini düşünüyor ve bu yüzden mücadele etmiyorlar. Genel olarak siyasete ilgisizler demek yerine 'geleneksel siyaset'e karşı ilgisizler demek daha doğru olur. Birbirine karşıt görünen ama aslında yıllardır birbirini besleyen karşıt fikirlerin herhangi bir tarafında olmak istemiyorlar. Nihayetinde hiç saatlerce dijital oyun oynamamış ya da elektronik müzik dinlememiş bir neslin yaptığı siyasetin Z kuşağına hitap etmemesi normal bence diyor. Politika kadar sanatın da dönüştürücü bir gücü olduğunu ve bunun açığa çıkarılması gerektiğini söyleyen Xodi, Bizden önceki kuşakların bize bıraktığı oldukça zengin bir kültür var. Ailelerimizin henüz şehre göç etmeden köyde dinlediği Koma Amed kasetlerinden dengbêjlerimize çok derin sayısız hikaye var. Buna inanıyorum ki bizim kuşak bu değerli eserleri bırakalım unutmayı, bu zengin geçmişten beslenecek, faydalanacak bir kuşak ifadeleriyle aslında kuşaklar üzerine yapılan tartışmaların yanlış dinamikler üzerinden yürütüldüğünü söylüyor.
'Aslolan yenilenen sanatı ortaya koymaktır'
Kendi kuşağının tecrübelerine ve yaşama dair algısına dayanarak sanatın yenilenmesi gerektiğini belirten Xodi, Önceki kuşaklar sanatı kendi zamanlarına göre üretmiş. Biz de kendi zamanımıza göre üretiyoruz ve bu sanat dünyası da ileride değişecektir. Bu noktada aslolan geçmişten, köklerimizden beslenen ve yenilenen sanatı ortaya koymaktır sözleriyle de sanata yaklaşımını özetliyor.
Kuşaklar arası iktidar problemi
Bu konuda görüşlerine başvurduğumuz bir diğer sanatçı da Doğan Belge. Belge, 23 yaşında bir sinemacı. Kuşaklar üzerine sürdürülen tartışmalar hakkında ne düşündüğünü sorduğumuz Belge tartışmalara bakışını, Her kuşak, sonraki kuşaklar için iktidarını oluşturur. Şu an yaşadığımız durum da tam olarak bu. Bir zaman sonra biz de bizden sonra gelen kuşaklar için aynı iktidarı oluşturacağız. Bu durum şimdilik kaçınılmaz görünüyor; maalesef diyerek özetliyor.
'Yaşam çelişkilerle doludur'
Xodi gibi Belge de kendilerinden önceki kuşaklara çok şey borçlu olduklarını vurgulayarak, Tıpkı onların da onlardan önce gelen kuşaklara çok şey borçlu oldukları gibi. Bu borcu bir kenara bırakmamız lazım; lakin bazen istesek de bırakamıyoruz. Türkiye’de ve Kürdistan’da çoğu akranımın yaptığı o borca bakmak oluyor. Buna örnek olarak 'Nuri Bilge Ceylan gibi', 'Yılmaz Güney gibi' film çekmekten bahsedebilirim. Sanatsal açıdan kendi dilimizi bulmamız ve onu var etmemiz gerekiyor. Üstelik bunu ana dilimizi bile konuşmanın yasak olduğu ülkelerde yapmaya çalışıyoruz ifadeleriyle Z kuşağı sanatçılarının karşı karşıya olduğu en büyük tehlikelerden birine vurgu yapıyor. Gücünü gerçeklikten alan ve kişisel olan bir sanatı tercih ettiğini ekleyen Belge, Çünkü gerçekten de kişisel olanın politik olduğuna inanıyorum. Gerçeklikten kopuk sanatın ben de hiçbir izdüşümü yok açıkçası. Önceki kuşak sanatçıları, hepsi olmasa da çoğu, kendileri ile çelişmemeye çalışarak hata ettiler. Çünkü yaşam çelişkilerle doludur ve kişi yer yer kendisiyle, sanatıyla ve düşünceleriyle çelişmeli bence diyor.