Kuzey-Doğu Suriye’nin kültürel değerlerini korumak için kurulan Pargîn, koçerlerin yaşam biçimini araştırıyor. Pargîn unutulmaya yüz tutmuş öğeleri yeni kuşaklara aktaracak. [1]
Kuzey-Doğu Suriye’deki kültürel çalışmalar son 2 yıldır hızlı bir şekilde gelişiyor. Devrimin yarattığı atmosfer kendisini bölgedeki ezgiler, filimler, diziler ve giyim tarzına kadar gösteriyor. Kültürel çalışmalar kapsamında ilk kez Kültür ve Sanat Komitesi bünyesinde Dêrik’in Deşta Sûsê köyünde Pargîn isimli bir kurum kuruldu.
Pargîn, çadırların etrafının kazılması anlamı taşıyor. Bu yöntemle çadırın içindeki eşyalar yağmur suyundan korunuyor. Geleneksel kültürün korunması için kuruma da bu ad verildi. Çoğu Koçer olan 25 kişi yaklaşık bir yıl önce Pargîn’in kurulması için çalışmalara başladı. Kurumun müzik bölümünde Mahmut Berazî ve Şêro Hindê gibi isimler de var.
Asimilasyonu durdurmak için
ANHA’dan Cîhan Bîlgîn’e konuşan Pargîn’in kuruluş çalışmalarında yer alan İbrahim Feqe, yıllarca Baas rejiminin baskısı altında çalışma yürütmüş. Toplumsal ilerlemenin ancak kültür ve sanat sayesinde gerçekleşebileceğini belirten Feqe, Pargîn’in geleneksel kültürel öğeleri korumak için kurulduğunu söyledi. Feqe, “Soykırım sadece insanlar üzerinden geliştirilmedi. Kültürel soykırım da yapıldı. Birçok kültürel kurumumuz var ancak geleneksel öğelerle uğraşan bir kurum yok. Biz de bu boşluğu doldurmak istedik. Biz geleneksel kültürümüzü koruyamaz isek asimile oluruz dedi.
Kadınlar ağırlıkta
Pargîn’in çalışmalarında yer alanların dikkatle seçildiğini ifade eden Feqe “5 ay süren çalışma kapsamında kültüre karşı ilgisi olan insanlar seçtik. Özelikle kadınlar kültürün korunmasında ciddi sorumluluk aldığı için kadın sayısı fazla oldu. İnsanları teknik, araştırma, sinema ve kültür konusunda eğitiyoruz. Koçer kültürü halen varlığını koruyor. İlerleyen zamanlarda farklı yerlerde şube açabiliriz. Sadece Kürt halkı için değil Arap, Süryani halkları için de bu yapılır. Bu kurumları Kurdistani yapma projemiz var. Tüm kurumlarla iletişim halinde olacağız dedi.
Birçok projesi var
Feqe şuana kadar yürüttükleri çalışmalara ilişkin şunları aktardı: “Toplumsal aletlere ilişkin 100 dakikalık bir belgesel hazırlandı. Bunlar yeni kuşaklar için belge olarak kullanılabilir. Görüntü, yazı, ses konusunda çalışma yapmak istiyoruz. Şarkı konusundaki çalışmalarımız sürüyor. Uzun metrajlı projelerimiz var. Kürt halkının efsaneleri, dengbêj kültürüne yoğunlaşmak istiyoruz. Çocuklar içinde çalışmalarımız olacak.”
Koçerlik aile geleneği
Pargîn bünyesinde kameramanlık yapan Rojda Koçer ise şunları dile getirdi: “Şuan koçerlik yapıyoruz. Kültürün canlı şahidiyiz. Annem folklor çalışmalarında yer alıyor. Besta Sûsê köyünde doğdum. Koçerlik aile geleneğimizde var. Kendi kültürümüzü tanıtmaya çalışıyoruz. Kapitalizm ilerledikçe kültürümüz geride kalıyor. Biz de bunun önüne geçiyoruz.”
Artık kültür koruyucusuyum
İki ay gördüğü eğitimden sonra çalışmaya başlayan Rojda, “Kültür tarihi, sinema, senaryo, teknik, ulusal kıyafetler, halay, ses gibi konularda eğitim gördük. Pargîn’de gördüğüm eğitim ile çok güzel değişimler yaşadım. İnsani ilişkilerime dahi yansıdı. Ben de artık bir kültür korucusuyum” diye konuştu.