Kürdistan’da oyunlar yavaş yavaş yok oluyor veya artık oynanmadığı için unutuluyor. Emekli öğretmen Hasan Taşkale artık unutulmaya yüz tutmuş 80 oyunu derleyerek kitap haline getirdi. Taşkale, Çoğu maalesef kayboldu. Örneğin Pazarcık'tan derlediğimiz Tura oyunu artık oynanmıyor dedi.
Kürdistan köylerinde tiyatral oyunlar popülerdir. Dini ve özel günlerde sergilenen bu oyunlarda geleneksel yaşamın koşulları, otantik inançlar ve tarihi kültler kendine yer bulur. Ancak eski meslekler gibi bu oyunlar da yavaş yavaş yok oluyor veya artık oynanmadığı için unutuluyor. Emekli öğretmen Hasan Taşkale bu oyunları derleyerek kitap haline getirdi. Taşkale ile henüz yayınlanmayan bu araştırmanın sonuçlarını konuştuk.
Kaç oyun derlediniz ve derlediğiniz oyunlar hangi yörelere aitler?
80 oyun derledim. Derlediğim bazı oyunlar ve yöreleri şunlardır: Kartal (Adıyaman), Kal-Gagand (Bingöl), Teşi-Bêri (Amed), Sudan Geçirme (Xarpêt), Elik û Fatik (Mazgirt), Çiftçi (Çixêk-Dêrsim), Rivî (Mazgirt), Serê Salê (Elazığ), Mar (Pertek), Bûka Baranê (Başûrê Kurdistanê), Xidirelez (Doxanşehir-Meletî), Tilki Cezası (İşpir-Erzurum), Bûk Revandin (Lîce), Şûr û Mertal (Amed), Gulê Xanim (Gundê Tanzê-Pertek), Sîn Sîn (Kulu-Konya), Dolîdang (Şengal)...
Derlediğiniz oyunlarda bugün oynanmayan ve kaybolan oyunlar var mı?
Çoğu maalesef kayboldu. Örneğin Pazarcık'tan derlediğimiz Tura oyunu artık oynanmıyor. Ebe, kamçıcı, ihtiyar ve müzisyenlerin yer aldığı oyunu, İngiliz binbaşı Edward William Charles Noel 1919 yılında derliyor. Bu oyun iki kişinin yer aldığı geniş bir alanda oynanıyor. Her iki oyuncunun elinde ucunda kamçı olan uzun sırık taşıyor. Oyunculardan biri kamçıyı kafasının üzerinde tutup müzik eşliğinde dans ederken, diğer oyuncu elindeki kamçıyla var gücüyle dans edene arkadan vuruyor. Dayak yiyen oyuncu elindeki kamçıyı kenarda bekleyen seyircilere fırlatıyor. Kamçıyı kapan kişi oyun alanına fırlıyor. Bu defa o diğer oyuncuya vurmaya çalışıyor. Oyun bu şekilde saatlerce devam ediyor. Son bölümde 70-80 yaşlarında ak sakallı iki ihtiyar adam sahneye çıkıyor. İhtiyarlar da gençler gibi birbirine vurmaya başlıyor. Gençler ihtiyarlara acıyıp onları kurtarır ve oyun sona erer.
80 oyun derlediniz. Bu oyunlarda hangi temalar işleniyor? Köylerde oynanan bu oyunlar ile profesyonel tiyatroyu karşılaştırırsanız neler söyleyebilirsiniz?
Bu oyunlarda sosyo-ekonomik koşulları, geleneksel yaşamı, inanç ve tarihi kültleri görebiliyoruz. Oyunlarda güldürü öğesi ve eğlence ön plandadır. Oyuncular köy gençleridir. Onların amatör ve doğaçlama yetenekleri sergileniyor. Kimi zaman kostüm ve makyaj gündeme gelse de bu ciddi anlamda bir tiyatro makyajı değildir. Oyunların belli bir yönetmeni, mizanseni ve sahnesi yoktur. Köy meydanınında, harmanda veya köydeki evlerin odalarında sergileniyor.
Oyunların belli bir zamanı var mı? Örneğin dini günler veya düğünlerde mi sergileniyorlar?
Çok az sayıda düğünlerde sergilenen oyunlar var. Bazıları dini günlerde (Xidirelez-Meletî), bazıları yılbaşında (Kal Gaxan-Çewlîg) oynanıyor. Örneğin Xarpêt yöresinde derlenen Sudan Geçirme isimli oyun, kına gecelerinde sergileniyor. Bu oyun bir kızla çoban arasında geçiyor. Pertek yöresinde derlenen Mısır Sulama oyunu ise düğünlerde ve bayramlarda oynanıyor. Suyu kesilen bir çiftçi canlandırılıyor.
Müzik başat bir rol alıyor mu?
Bazıları müzikle, bazıları müziksiz, bazıları da tekerlemeler söyleyerek oynanıyor. Örneğin Diyarbakır yöresinden derlenen Teşî-Berî oyunu hem müzikli, hem müziksiz oynanabiliyor.
Biz Kürtler hayvanlar üzerine zengin bir külliyata sahibiz. Oyunlarda hayvanlar da canlandırılıyor mu?
Canlandırılıyor. Örneğin Kurt ve Çoban oyunu buna örnektir. Aşkale'de derlenen Ali Fatik oyununda ise oyuncular deveci, gelin, eşkıya, katip ve ayıdır. Mazgirt'te oynanan Tilki oyununda ise tilki ve köpeklerin mücadelesi aktarılır. Hayvanların anlatıldığı oyunlar içinde dikkatimi en çok çeken oyun ise Kartal isimli oyun oldu.
Okul bitirme tezinizi Tunceli Seyirlik Oyunları adıyla yazmışsınız. O dönem köyleri mi dolaştınız?
Evet. Dersim'de köyleri dolaştım ve derlediğim oyunları yazdım. Almanya'da Kürdistan'ın diğer yörelerinden gelen insanlarla tanıştım ve bu konuda örnekler toplamaya devam ettim. Ayrıca kitaplarda yer alan oyunları da parça parça derledim. Bunun sonucunda 80 farklı oyuna ulaştım. Kürdistan coğrafyasındaki kültürel tahribat trajik boyutlara vardı. Kürtlük adına ne varsa yok ediliyor. Bu yok etmeye karşı birey olarak durmak istedim. Kendi çapımda bu çalışmayı ortaya çıkardım.
Kartal Oyunu
Kartal oyunu hangi yöreye ait ve nasıl oynanıyor?
Bu oyun Adıyaman yöresine ait. Oyuncular ihtiyar, ihtiyarın eşi, kartallar ve tilkidir. Oyuncular rollerine uygun kostümler giyiyor. Örneğin tilkinin kuyruğu yağlı bezlerden yapılıyor. Şükrü Elçin'in derlediği bu oyun şöyle başlıyor:
İhtiyarla karısının koyunu ölür. Çeşitli mimik, jest ve seslerle üzüntülerini anlatırlar. Kadın ölen koyunu meydanın ortasına getirir ve yere bırakır. Koyunun başı ucunda karı-koca ateş yakar. Kartallar koyun leşini görür ve ona yaklaşırlar. Sonra bir daire çizerek mimik ve jestlerle sıçraya sıçraya dönerler.
Bu arada, tilki de görünür. Bir parça et koparmanın hesabını yapar. Kartalların koyunu gagaladıklarını gören karı-koca, onlara doğru ilerlemeye başlar. Kartallar karşı koyar. Firsattan yararlanan tilki bir parça et koparmak için koyuna saldırır. Tilkinin açgözlülüğü kartalları kızdırır. Bu kez ona saldırırlar ve tilkinin çevresini kuşatırlar. Kartallardan kurtulmak isteyen tilki bir sağa, bir sola kaçmaya çalışırken kuyruğu ateşlenir. Tilki neye uğradığını anlayamaz.[1]