Kürtler (Bölgesel ve Bölgedışı Güçler)
Ali Rıza Şeyh Attar
Çeviren: Alptekin Dursunoğiu
Ağaç Yayınları
2008
18. yüzyıldan itibaren Batı’da gelişen milliyetçilik akımlarının, 19. yüzyıla gelindiğinde
dünyadaki tüm klasik toplumsal yapıları ve devlet örgütlenmelerini değiştirdiği biliniyor.
19. ve 20. yüzyıl, dünya üzerindeki imparatorlukların tasfiye edildiği, bunlann yerine ise
ulus-devletlerin ikame edildiği dönemler oldu. Emperyalizm ve milliyetçilik temelinde
yaşanan siyasal- toplumsal gelişmeler, tüm dünyada olduğu gibi bugün genel olarak
“Orta Doğu” denen coğrafya üzerinde de köklü değişimlere sebep oldu.
Osmanlı İmparatorluğu’nun siyaset sahnesini terk etmesinin ardından daha önce
zihinlerde birer fikir ve ideoloji olarak beslenen milliyetçilik, Batılı emperyalist
devletlerin yarattığı imkânlar çerçevesinde ulusdevlet şeklinde somut bir gerçekliğe
dönüşmüş, Orta Doğu açısından bu durumun belki de tek istisnası ise Kürtler olmuştu.
İslâm dünyasını oluşturan halklar arasında yönetici elit zümreleri oluşturanlar, ulus
bilincine dayalı bir tarih, coğrafya, kültür ve medeniyet inşası içerisine girdiler.
Orta Doğu’da bir ulus-devlet kurma imkânı elde eden her millet, İslâm ve ümmet
gerçekliğinden bağımsız bir ulusal tarih, coğrafya, medeniyet ve jeopolitik
geliştirmeye ve bununla da emperyalistlerce kurulan dünya sistemine entegre
olmaya çalıştı.
Ulus devlet kurma şansı elde edemeyen ve 1. Dünya Savaşı sonrasında ise dört
parçaya bölünen Kürtlerin ulusal tarihi, coğrafyası, medeniyeti, kültürü, hatta dili,
hem bölgede hem de bölge dışında kışkırtıcı bir sorun olarak telakki edildi.
Bölge dışı güçler açısından Kürtlere ait ulusal değerler, bölgenin istikrarını kendi
çıkarlan doğrultusunda değiştirme potansiyeline sahip kozlar olması bakımından
kışkırtıcıydı. Kürtlerin sınırları dahilinde yaşadığı bölgesel güçler açısından ise
Kürtlere özgü ulusal değerler, kendi güvenliklerini ve istikrarlarını tehdit etmesi
bakımından kışkırtıcı bir sorun olarak algılandı..[1]....