Kütüphane Kütüphane
Arama

Kurdipedia Dev Kürtçe bilgi Kaynağıdır


Arama Seçenekleri





Gelişmiş Arama      Klavye


Arama
Gelişmiş Arama
Kütüphane
Kürtçe isimler
Olayların kronolojisi
Kaynaklar
Tarih
Kullanıcı koleksiyon
Etkinlikler
Yardım iste
Kurdipedi yayınları
Video
Sınıflamalar
Olayla ilişkili konu
Öğe kaydı
Yeni başlık kaydı
Görüntü gönder
Anket
Yorumlar
İletişim
Ne tür bilgilere ihtiyacımız var!
Standartlar
Kullanım Koşulları
Ürün Kalitesi
Araçlar
Hakkında
Kurdipedi arşivcileri
Bizim hakkımızda makaleler!
Kurdipedia'yı web sitenize ekleyin
E-posta Ekle / Sil
Ziyaretçi istatistikleri
Makale istatistikleri
Font Çevirici
Takvim - Dönüştürücü
Yazım Denetimi
Sayfaların dil ve lehçeleri
Klavye
Kullanışlı bağlantılar
Google Chrome için Kurdipedia uzantısı
Kurabiye
Diller
کوردیی ناوەڕاست
کرمانجی - کوردیی سەروو
Kurmancî - Kurdîy Serû
هەورامی
Zazakî
English
Française
Deutsch
عربي
فارسی
Türkçe
Nederlands
Svenska
Español
Italiano
עברית
Pусский
Norsk
日本人
中国的
Հայերեն
Ελληνική
لەکی
Azərbaycanca
Benim Hesabım
Oturum Aç
Destek verme
Şifremi unuttum
Arama Öğe kaydı Araçlar Diller Benim Hesabım
Gelişmiş Arama
Kütüphane
Kürtçe isimler
Olayların kronolojisi
Kaynaklar
Tarih
Kullanıcı koleksiyon
Etkinlikler
Yardım iste
Kurdipedi yayınları
Video
Sınıflamalar
Olayla ilişkili konu
Yeni başlık kaydı
Görüntü gönder
Anket
Yorumlar
İletişim
Ne tür bilgilere ihtiyacımız var!
Standartlar
Kullanım Koşulları
Ürün Kalitesi
Hakkında
Kurdipedi arşivcileri
Bizim hakkımızda makaleler!
Kurdipedia'yı web sitenize ekleyin
E-posta Ekle / Sil
Ziyaretçi istatistikleri
Makale istatistikleri
Font Çevirici
Takvim - Dönüştürücü
Yazım Denetimi
Sayfaların dil ve lehçeleri
Klavye
Kullanışlı bağlantılar
Google Chrome için Kurdipedia uzantısı
Kurabiye
کوردیی ناوەڕاست
کرمانجی - کوردیی سەروو
Kurmancî - Kurdîy Serû
هەورامی
Zazakî
English
Française
Deutsch
عربي
فارسی
Türkçe
Nederlands
Svenska
Español
Italiano
עברית
Pусский
Norsk
日本人
中国的
Հայերեն
Ελληνική
لەکی
Azərbaycanca
Oturum Aç
Destek verme
Şifremi unuttum
        
 kurdipedia.org 2008 - 2024
 Hakkında
 Olayla ilişkili konu
 Kullanım Koşulları
 Kurdipedi arşivcileri
 Yorumlar
 Kullanıcı koleksiyon
 Olayların kronolojisi
 Etkinlikler - Kurdipedia
 Yardım
Yeni başlık
Biyografi
Zülfü Livaneli
14-07-2024
Sara Kamele
Kütüphane
T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ RADYO TELEVİZYON VE SİNEMA BÖLÜMÜ
13-07-2024
Sara Kamele
Kütüphane
ÇOCUKLARIN ZAZACA’YA (KIRMANCKİ) ERİŞİMİ
10-07-2024
Sara Kamele
Kütüphane
KÜRT TARİHÎ ARAŞTIRMALARI I
09-07-2024
Sara Kamele
Kütüphane
Şehrimiz Mardin
15-06-2024
Sara Kamele
Biyografi
Erik-Jan Zürcher
09-06-2024
Rapar Osman Ozery
Kütüphane
Kapitalizm, Yoksulluk ve Türkiye’de Sosyal Politika
09-06-2024
Sara Kamele
Kütüphane
1920\'den Günümüze Türkiye\'de Toplumsal Yapı ve Değişim
09-06-2024
Sara Kamele
Kütüphane
Cumhuriyet Dönemi Azınlık Politikaları ve Stratejileri Bağlamında 6-7 Eylül 1955 Olayları
09-06-2024
Sara Kamele
Kütüphane
İRAN\'DA SİLAHLI MÜCADELE
08-06-2024
Sara Kamele
Istatistik
Makale  523,775
Resim 105,987
Kitap PDF 19,732
İlgili Dosyalar 98,951
Video 1,422
Diller
کوردیی ناوەڕاست 
300,491

Kurmancî - Kurdîy Serû 
88,727

هەورامی 
65,705

عربي 
28,766

کرمانجی - کوردیی سەروو 
16,119

فارسی 
8,292

English 
7,134

Türkçe 
3,562

Deutsch 
1,455

Pусский 
1,119

Française 
321

Nederlands 
130

Zazakî 
84

Svenska 
56

Հայերեն 
44

Español 
39

Italiano 
39

لەکی 
37

Azərbaycanca 
19

日本人 
18

עברית 
14

Norsk 
14

Ελληνική 
13

中国的 
11

Kısa tanım
Mardin Müzesi’nin Çağdaş Mü...
Kısa tanım
YILMAZ GÜNEY SİNEMASININ SO...
Kısa tanım
ÇAĞDAŞ RESİM SANATINDA NEO-...
Kısa tanım
Doktor Şükrü Mehmed Sekban:...
Kısa tanım
Tek şahsiyet, çok isim: Ağr...
Edebiyatımız umutlu olmak zorunda
Çalışmalarınızı iyi bir formatta Kurdipedia'ya gönderin. Onları sizin için arşivleyeceğiz ve sonsuza dek saklayacağız!
Grup: Kısa tanım | Başlık dili: Türkçe
Paylaş
Facebook0
Twitter0
Telegram0
LinkedIn0
WhatsApp0
Viber0
SMS0
Facebook Messenger0
E-Mail0
Copy Link0
Değerlendirme
Mükemmel
Çok iyi
Orta
Kötü değil
Kötü
Favorilerime ekle
Bu makale hakkında yorumunuzu yazın!
Öğenin tarihçesi
Metadata
RSS
Seçilen konunun resmini Google'da arayın!
Seçilen konuyu Google'da arayın.
کوردیی ناوەڕاست0
Kurmancî - Kurdîy Serû0
English0
عربي0
فارسی0
עברית0
Deutsch0
Español0
Française0
Italiano0
Nederlands0
Svenska0
Ελληνική0
Azərbaycanca0
Fins0
Norsk0
Pусский0
Հայերեն0
中国的0
日本人0

Deniz Faruk Zeren

Deniz Faruk Zeren
Yazar Deniz Faruk Zeren ile yeni kitabı, hikayelerinde yarattığı karakterleri ve edebiyatın toplumla ilişkisi üzerine konuştuk

Kitaba umut yansıtabilmişsem bir parça başarılı sayarım kendimi. Dünyanın her yerinde farklı halklardan yoksullar, arkadaşlar üretiyor, didiniyor, direniyor, dünyayı döndürmeye uğraşıyorlar. Umudu onlar veriyorlar. Bize işlemek düşüyor. #Edebiyat#ımız umutlu olmak zorundadır.
Özellikle bu dönem zindandakileri unutturma, yalnızlaştırıp kuşatma ve mümkünse de çürütme gibi acımasız bir yaklaşım var. Bu içeriden çok dışarıda başarıya ulaşıyor belli düzeylerde. Dayanışma ve duyarlılık çok az ve geride sadece içerdekilerin çıplak iradesi kalıyor. Ancak bu değişecektir.
'Bir gün boynu da kesilse son öküzün, son tahıl koparılıp alınsa da bir kayadan, sen alışkanlıklarının sadık kölesi konserve imal edersin yıldızlardan' demiş ya Mayakosky, işte bu kadar çarpıcı anlatılabilir kapitalizm. Bu felaket mutlaka durdurulacaktır. Doğa ve kapitalizm arasındaki bu çelişki mutlaka çözülecek.
Deniz Faruk Zeren’in “Tam Ağlayacaktım Arkadaşlar Dokundu” adlı yeni kitabı Haziran ayında Dipnot Yayınları’ndan çıktı. Zeren, öncekilerinde olduğu gibi bu kitabında da bütün toplumu ilgilendiren ortak ve büyük dertleri yine toplum tarafından görünmeyen, görünmek istenmeyen, duyarsız kalınan karakterleri üzerinden işliyor. Çocuklar, tutsaklar ve asla hatırlanmayan hayvanlar; hatta bir solucan. Biz de Deniz Faruk Zeren ile yeni kitabı, hikayelerinde yarattığı karakterleri ve edebiyatın toplumla ilişkisi üzerine konuştuk. Zeren ve omzuna dokunan arkadaşlarının sözüne halel getirmemek niyetiyle kısa kesip ona kulak verelim.
Kitabın ismi karamsarlığa yer olmadığını fısıldıyor. Önceki hikâye ve şiirlerinde de umut ve direniş gösterir kendini. Bu kitapta da, “Yoruluruz, düşeriz ama arkadaşların dokunuşuyla, varlığıyla doğrulup kaldığımız yerden devam ederiz” hissi kitap boyunca hissettiriyor kendini. Olması gereken de budur bana göre ama etrafımızda olup biten bunca şeye rağmen sen umudunu nasıl koruyabiliyorsun? Bu iyimserlik midir?
Öncelikle iyimser olmadığımı söylemek zorundayım. Hatta oldukça karamsar, kapkara bir yanım da var. Eskiden beri meseleleri en olumsuz, en olmayacak, en kötü ihtimal ve olasılıklarla ele almayı neredeyse alışkanlık haline getirmiş olduğumu söylemeliyim. Bu aslında bir tür savunma. İyilikler, olumluluklar kolay ortaya çıkmıyor, hep ağır bedeller ödeyenler oluyor. İğneyle kuyu kazmaya benziyor iyi şeylerin ortaya çıkması. Nazik, kararlı ve hünerli olmak zorundasın kazarken. O yüzden konuşurken, değerlendirirken, anlarken bu savunma içgüdüsü hep tetikte bekliyor. İyi bir şeyin olma olasılığını engelleyebilecek en akla hayale gelmeyecek olasılığı düşünmek, atlamamak gibi. Bu ciddi bir karamsarlık hali. Sanırım benim kuşağımda bu savunma hep var. Dünya kesinlikle iyi halde değil ve kesinlikle dönmüyor, yuvarlanıyor. Ama elbette dediğin gibi, kitaba yansıdığını düşündüğün gibi umutluyum. Kitaba umut yansıtabilmişsem bir parça başarılı sayarım kendimi. Stratejik olarak umutluyum. Ya da şöyle söylemeliyim umutlu olmak stratejiktir ya da ben öyle alınması gerektiğini düşünüyorum. Bahsettiğim karamsarlık taktiksel ama umut tamamen stratejik. Moral stratejik. Niye umutsuz olayım? Dünyanın her yerinde farklı halklardan yoksullar, arkadaşlar üretiyor, didiniyor, direniyor, dünyayı döndürmeye uğraşıyorlar. Umudu onlar veriyorlar. Bize işlemek düşüyor. Yaşatmak, el verdikçe büyütmek. Edebiyatımız umutlu olmak zorundadır. Sanatımız stratejik olarak umudu üretmeyi, büyütmeyi, gerektiğinde diriltmeyi kendine iş edinemezse, umut verenlerle toplumu buluşturamazsa, bunun estetik yollarını bulup geliştiremezse işlevsiz bir yük olacaktır diye düşünüyorum.
2016’da çıkan “Zerya - Serhat’ta Bir Gün” kitabında istismara uğramış bir çocuğu güvenli bir yere taşımak için verilen çabayı anlatıyordun. “Tam Ağlayacaktım Arkadaşlar Dokundu” kitabın da bir çocuğun hikayesi ile başlıyor yine.

Çocukluk insanlığın saf hali. Sistem saflık tanımıyor, bunu istemiyor. Çocukların bedenlerini topluma mesaj vermek için kullanabiliyor ya da çocuğu bir inşa malzemesi haline getirebiliyor. Şekillenişine, habitatına müdahale ediyor, kendine ait kılmak istiyor. Yani sistem kendini tek tek her bireyde de büyütmek istiyor. Asimilasyonun, fiziksel şiddet ve imhanın, istismarın ham maddesi olarak görüyor çocukları. Dolayısıyla evet savaşların sınıfsal çatışmaların ve dengesizliklerin en fazla mağdur edilenleri çocuklar oluyor. Bu çocukların hikâyelerini yazmak oldukça zor. Kürt çocuklarının hikâyelerini yazmak daha da zor. Karşılaştıkları mezalim katmerli farkında olmasalar da sonuçları çocukluktan çıkınca daha belirginleşse de öyle. Edebiyatçıların bu konuda da yapması gerekenler olduğunu düşünüyorum. Bir çocuk edebiyatı var ama daha çok didaktik bir edebiyat. Farklı yazılacaklar, yapılacaklar daha fazla konuşulmalı. Eğer özgür bir toplum yaratılabilirse ki yaratılacak bu çocuk travmaları da normal toplumlarda kabul edilebilir olduğu sınırlara çekilecektir.

Yarattığın karakterler yaşamda varlıkları inkâr edilen, görülmek istenmeyen hatta çoğu zaman da kendilerini gizlemek zorunda kalan kişiler. Bilirsin; bu gibi şeylere seyirci kalmış hatta katılmış ama bir filmde izleyince, bir kitapta okuyunca ah vah eden iki yüzlü bir toplum var yanı başımızda. Soruyu aktarabildim değil mi?
Evet evet, anladım. Hikâye kahramanlarım görülmek istenmeseler de varlar. Varlıkları o kadar yaygın, o kadar gerçek ve o kadar hemen her birimize yakın ki içlerine çekebilir, yutabilirler. Toplum dediğimiz onlar çünkü, halk dediğimiz onlar. Halktan ve toplumdan kopan, görmezden gelen, toplumsal olandan kopmuş, bireysel yaşam alan ve alışkanlıklarına sıkışmış olan insanlar, bencillik sınırlarında bir bireysellikle çoğu zaman kör, sağır ve dilsiz. Bu hep böyle olmuştur, oluyor. Bir çeşit yabancılaşma… Üniversitede aynı sınıfta okuduğu arkadaşının hikâyesini bir filmde izleyip ağlayan ya da gülen insan hali, sorumluluk almaktan kaçan yadsıyan insan hali. Ama nereye kadar? Hemen her gün büyüyen kendi sınırlarını aşan hemen herkesin kemiğini delip geçen bir bıçak var sırtımızda.

Birçok hikâyende mekân hapishanedir. Örneğin içerideki yazar sayısı 120’yi aştı. Edebiyat camiasının bu konudaki sessizliği anlaşılabilir bir durum mu?
Hani bir laf vardır, “Arkadaş hapishanede, hastanede ve gurbette belli olur.” Zor alanlara, zor zamanlara ve arkadaşlığın zorluklar içinde parıldamasına dair güzel bir atıf. Hikâyelerimde zincir arkadaşlarının böyle parıldamasını istedim. Zindanlar her dönemin özelliğini taşıyorlar. Egemenler zindanları bir çeşit laboratuvar olarak kullanmak istiyor her dönemde. Yaşadığımız dönemin de kendine has özellikleri var. Özellikle bu dönem zindandakileri unutturma, yalnızlaştırıp kuşatma ve mümkünse de çürütme gibi acımasız bir yaklaşım var. Bu içeriden çok dışarıda başarıya ulaşıyor belli düzeylerde. Dayanışma ve duyarlılık çok az ve geride sadece içerdekilerin çıplak iradesi kalıyor. Siyasetin, siyasetçilerin gündemleri akıl almaz bir hızda değişiyor, zindanlara gelemiyor, dışarda insanlar yaşama telaşesinde, neredeyse tüm sorumluluğun annelerin sırtına yük edildiği gibi bir durum var… Ancak bu değişecektir. Genel duruma bağlı olarak maalesef içeride yazılan eserlere de yeterli ilgi gösterilmiyor. Hatta okuryazar gençliğin belli kesimleri dışında bu eserleri alıp okuyan, konuşan da çok az. Ama bakın orada çok önemli bir motivasyon var. Bunun geçici bir durum olduğunu eserlerinin mutlaka toplumla buluşacağını biliyorlar görünmekten çok bir buluşma dertleri var o arkadaşların ve bunun için de sabrederek, üretmekte ısrar ederek devam ediyorlar. Bu kararlılığı dışarıda bulmak imkansız gibi.

Hacı Lokman Birlik, Taybet Ana, Garibe Gezer, asit kuyusuna atılanlar, bir gece ortadan kaybolup bir daha görülmeyenler ve daha binlerce insan en uç noktayı gördü. Dolayısıyla biz ne kadar anlatırsak anlatalım vahşetin sadece bir bölümünü anlatmış olacağız. Esas anlatılamayan ne olacak?
Bir de bu yanıyla soralım isterim: Hangimiz geri dönebildik? Hangimiz tanık olduklarımızdan sonra, duyduklarımızdan, gördüklerimizden sonra aynı kalabildik, var olabildik? Bu şiddetin ortasında hepimiz parça parça kayıp, parça parça yok olmuş, paramparça olmuş insanlarız. Kayıpların ardında kalanlar neyi nasıl yaşıyorlar? Nasıl yaşayacaklar? Anlatmaya kalkışanlar nasıl anlatacaklar, hangi imgelemle, hangi estetik kaygılarla, hangi tekniklerle… Şimdiye kadar nasıl oldu? Son elli senedir vahşetin ortasındayız. Galiba bunu anlatmakta çok başarılı değiliz. Görünen, bilinen, göz önündeki kısımlarını edebiyatın, sanatın konusu yapacak kadar cesur ve edebiyatçı değiliz henüz. Genel olarak söylüyorum bunu. Kaldı ki bilinmeyen, anlatılamayan kısımlarını, hadi diyelim uçlarını nasıl anlatacağız henüz bilmiyorum. Ama bizi bizden başka yazacak, sahne edecek, resmedecek kimseler yok, eğri büğrü de olsa biz yapacağız, öğreneceğiz. Esas anlatılmayanları anlatmayı da öğreneceğiz.

“Solucan” adlı hikâyede katledilen zeytin ağaçlarının köklerinde yaşayan solucanların yaşam alanlarından mahrum kalmasını, yollara düşüp insanlar ve araçlar tarafından ezilme tehlikelerine değiniyorsun. 21’inci yüzyılın en can yakıcı sorunlarından biri yerinden yurdundan edilmektir. Bu sadece ezilen insanların değil kuşların, börtü böceğin, deniz canlılarının ve daha pek çoğunun başına geldi. İnsan dünyaya neden sığamıyor?
“Bir gün boynu da kesilse son öküzün, son tahıl koparılıp alınsa da bir kayadan, sen alışkanlıklarının sadık kölesi konserve imal edersin yıldızlardan” demiş ya Mayakosky, işte bu kadar çarpıcı anlatılabilir kapitalizm. “Alışkanlıklarının sadık kölesi” haline gelmiş insan bu dünyaya sığabilir mi? Birkaç dünyaya sığabilir mi? Sığamaz. Çılgın bir tüketim dünyası bu. Dünyayı kocaman bir pazar halinde havası, suyu her canlısıyla tüketme derdinde. Kendi mezarını kazmak genetik karakteri, gezegende kapitalistler için de yaşanacak alan kalmayacak. İnsan dahil bütün canlılar hayatta kalma, yaşama derdinde ve yer yurt kalmamış şekilde oradan oraya, nerede bir parça rahat nefes alabilecekse göçüyor. Ne buzulların, ne ormanların ne son tahıl tanesinin kıymeti var. Yıldızlardan konserve imal etme arayışındalar. Ancak dünya o kadar büyük değil, o kadar sınırsız değil; sahipsiz de olmadığını düşünüyorum. Bu felaket mutlaka durdurulacaktır. Her bir solucanın dahi hakkı var. Yaşama hakkı. Doğa ve kapitalizm arasındaki bu çelişki mutlaka çözülecek.[1]
Bu başlık 1,643 defa görüntülendi
HashTag
Kaynaklar
[1] İnternet sitesi | کوردیی ناوەڕاست | ozgurpolitika.com
İlgili Dosyalar: 1
Bağlantılı yazılar: 11
Başlık dili: Türkçe
Yayın tarihi: 15-08-2022 (2 Yıl)
Belge Türü: Orijinal dili
İçerik Kategorisi: Edebi
İçerik Kategorisi: Makaleler ve röportajlar
Lehçe : Türkçe
Özerk: Türkiye
Yayın Türü: Born-digital
Teknik Meta Veriler
Ürün Kalitesi: 99%
99%
Bu başlık Sara Kamele tarafından 16-08-2022 kaydedildi
Bu makale ( Rapar Osman Ozery ) tarafından gözden geçirilmiş ve yayımlanmıştır
Bu başlık en son Rapar Osman Ozery tarafından 16-08-2022 tarihinde Düzenlendi
Başlık Adresi
Bu başlık Kurdipedia Standartlar göre eksiktir , düzenlemeye ihtiyaç vardır
Bu başlık 1,643 defa görüntülendi
Bağlantılı dosya - Sürüm
Tür Sürüm Editör Adı
Fotoğraf dosyası 1.0.1200 KB 16-08-2022 Sara KameleS.K.
Kurdipedia Dev Kürtçe bilgi Kaynağıdır
Biyografi
Erik-Jan Zürcher
Kısa tanım
Mazlumların Çirkin Kralı: YILMAZ GÜNEY
Resim ve tanım
1905 Mardin
Biyografi
JAKLİN ÇELİK
Biyografi
Reşan Çeliker
Biyografi
Nesrin Uçarlar
Kütüphane
KÜRT TARİHÎ ARAŞTIRMALARI I
Kısa tanım
Yaşar Kemal Yargısı
Kütüphane
Şehrimiz Mardin
Kısa tanım
Kürdistan Teali Cemiyeti ve Şubeleri
Resim ve tanım
Erbildeki Patlama 19 kasım 2014
Biyografi
Pervin Çakar
Biyografi
Dilan Yeşilgöz-Zegerius
Biyografi
İbrahim Küreken
Kısa tanım
Orhan Kemal ve Yaşar Kemal Romanlarında Tarımda Dönüşüm ve Mevsimlik İşçiler
Resim ve tanım
Mardin 1950 hasan ammar çarşisi
Kütüphane
T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ RADYO TELEVİZYON VE SİNEMA BÖLÜMÜ
Biyografi
AHMET KARDAM
Biyografi
MEHMET EMİN SEVER
Kısa tanım
Yaşar Kemal adlı bir yurtsever
Kısa tanım
Meslektaşım, partili yoldaşım Yaşar Kemal
Biyografi
Zülfü Livaneli
Kütüphane
ÇOCUKLARIN ZAZACA’YA (KIRMANCKİ) ERİŞİMİ

Gerçek
Kısa tanım
Mardin Müzesi’nin Çağdaş Müzecilik Anlayışı Açısından Değerlendirilmes
15-06-2024
Sara Kamele
Mardin Müzesi’nin Çağdaş Müzecilik Anlayışı Açısından Değerlendirilmes
Kısa tanım
YILMAZ GÜNEY SİNEMASININ SOSYOLOJİSİ
26-06-2024
Sara Kamele
YILMAZ GÜNEY SİNEMASININ SOSYOLOJİSİ
Kısa tanım
ÇAĞDAŞ RESİM SANATINDA NEO-EKSPRESYONİZM EĞİLİMİ: IKB/ERBİL ÖRNEĞİ (1991-2015)
02-07-2024
Sara Kamele
ÇAĞDAŞ RESİM SANATINDA NEO-EKSPRESYONİZM EĞİLİMİ: IKB/ERBİL ÖRNEĞİ (1991-2015)
Kısa tanım
Doktor Şükrü Mehmed Sekban: (Kürdler Türklerden Ne İstiyor)
09-07-2024
Rapar Osman Ozery
Doktor Şükrü Mehmed Sekban: (Kürdler Türklerden Ne İstiyor)
Kısa tanım
Tek şahsiyet, çok isim: Ağrı İsyanı lideri İbrahim Ağa ve adları
10-07-2024
Sara Kamele
Tek şahsiyet, çok isim: Ağrı İsyanı lideri İbrahim Ağa ve adları
Yeni başlık
Biyografi
Zülfü Livaneli
14-07-2024
Sara Kamele
Kütüphane
T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ RADYO TELEVİZYON VE SİNEMA BÖLÜMÜ
13-07-2024
Sara Kamele
Kütüphane
ÇOCUKLARIN ZAZACA’YA (KIRMANCKİ) ERİŞİMİ
10-07-2024
Sara Kamele
Kütüphane
KÜRT TARİHÎ ARAŞTIRMALARI I
09-07-2024
Sara Kamele
Kütüphane
Şehrimiz Mardin
15-06-2024
Sara Kamele
Biyografi
Erik-Jan Zürcher
09-06-2024
Rapar Osman Ozery
Kütüphane
Kapitalizm, Yoksulluk ve Türkiye’de Sosyal Politika
09-06-2024
Sara Kamele
Kütüphane
1920\'den Günümüze Türkiye\'de Toplumsal Yapı ve Değişim
09-06-2024
Sara Kamele
Kütüphane
Cumhuriyet Dönemi Azınlık Politikaları ve Stratejileri Bağlamında 6-7 Eylül 1955 Olayları
09-06-2024
Sara Kamele
Kütüphane
İRAN\'DA SİLAHLI MÜCADELE
08-06-2024
Sara Kamele
Istatistik
Makale  523,775
Resim 105,987
Kitap PDF 19,732
İlgili Dosyalar 98,951
Video 1,422
Diller
کوردیی ناوەڕاست 
300,491

Kurmancî - Kurdîy Serû 
88,727

هەورامی 
65,705

عربي 
28,766

کرمانجی - کوردیی سەروو 
16,119

فارسی 
8,292

English 
7,134

Türkçe 
3,562

Deutsch 
1,455

Pусский 
1,119

Française 
321

Nederlands 
130

Zazakî 
84

Svenska 
56

Հայերեն 
44

Español 
39

Italiano 
39

لەکی 
37

Azərbaycanca 
19

日本人 
18

עברית 
14

Norsk 
14

Ελληνική 
13

中国的 
11

Kurdipedia Dev Kürtçe bilgi Kaynağıdır
Biyografi
Erik-Jan Zürcher
Kısa tanım
Mazlumların Çirkin Kralı: YILMAZ GÜNEY
Resim ve tanım
1905 Mardin
Biyografi
JAKLİN ÇELİK
Biyografi
Reşan Çeliker
Biyografi
Nesrin Uçarlar
Kütüphane
KÜRT TARİHÎ ARAŞTIRMALARI I
Kısa tanım
Yaşar Kemal Yargısı
Kütüphane
Şehrimiz Mardin
Kısa tanım
Kürdistan Teali Cemiyeti ve Şubeleri
Resim ve tanım
Erbildeki Patlama 19 kasım 2014
Biyografi
Pervin Çakar
Biyografi
Dilan Yeşilgöz-Zegerius
Biyografi
İbrahim Küreken
Kısa tanım
Orhan Kemal ve Yaşar Kemal Romanlarında Tarımda Dönüşüm ve Mevsimlik İşçiler
Resim ve tanım
Mardin 1950 hasan ammar çarşisi
Kütüphane
T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ RADYO TELEVİZYON VE SİNEMA BÖLÜMÜ
Biyografi
AHMET KARDAM
Biyografi
MEHMET EMİN SEVER
Kısa tanım
Yaşar Kemal adlı bir yurtsever
Kısa tanım
Meslektaşım, partili yoldaşım Yaşar Kemal
Biyografi
Zülfü Livaneli
Kütüphane
ÇOCUKLARIN ZAZACA’YA (KIRMANCKİ) ERİŞİMİ
Klasörler (Dosyalar)
Biyografi - Cinsiyet - Erkek Şehitler - Cinsiyet - Erkek Şehitler - Ulus (Millet) - Kürt Kütüphane - Özerk - Kuzey Kürdistan Kütüphane - Özerk - Türkiye Kısa tanım - Özerk - Türkiye Kısa tanım - Özerk - Kurdistan Kısa tanım - Özerk - Almanya Biyografi - Kişilik tipi - Yazar Biyografi - Kişilik tipi - Gazeteci

Kurdipedia.org (2008 - 2024) version: 15.67
| İletişim | CSS3 | HTML5

| Sayfa oluşturma süresi: 0.594 saniye!