#Kürdistan#’ın #Hewraman# bölgesine has kültürü “Kılaş” ayakkabılarının tarihi bin yılı aşıyor. Hafif, sağlıklı ve doğal ayakkabılar kadınların el emeği ile ortaya çıkıyor.
Sîne (Sanandaj) – Hewraman kültürünün bir parçası olan “Kılaş” isimli ayakkabılar, kendisine has tarihi ve coğrafik dokusu ile hayran bıraktırıyor. Hafif ve sağlıklı olmalarının yanı sıra tüm işlem sırasında el emeği olan ayakkabılar halen çok tercih ediliyor. Kürtlere ve Hewraman bölgesine özgü Kılaş ayakkabının tarihi ise bin yılı aşıyor. “Kılaş” ayakkabılar iki farklı bölümden oluşuyor. Ayakkabının tabanı ve kalın pamuk ipliklerle örülen üst kısmı. “Kılaş” ayakkabının tabanı ise hayvan derisinden parçaların yerleştirilmesi ile tamamlanıyor.
Yapımında büyük emek var
Hewreman bölgesini ziyaret eden ya da kültürlerini merak edip araştıran herkesin karşısına illaki çıkmıştır “Kılaş” ayakkabılar. Bölgede yaşayan sakinlerin büyük bir çoğunluğu “Kılaş” yapımına hakimdir. Günlük yaşamda kullanılsa bile daha çok özel günlerde giyilen “Kılaş” ayakkabılar halen popülerliliğini koruyor. Üretimi hayli zahmetli olan ve tamamen el işlemeleri ile yapılan “Kılaş” ayakkabıların yapımının ardında büyük bir el emeği var ve bu emeğin sahibi ağırlıklı olarak kadınlar olarak karşımıza çıkıyor.
7 yıldır “Kılaş” üretiyor
Somayeh Habibi, “Kılaş” yapımında uzun yıllardır emek veren üretici, girişimci ve kendisi gibi emek vermek isteyen kadınlara da iş imkanı sağlıyor. 31 yaşında olduğunu söyleyen Somayeh Habibi, eğitim bilimleri alanında lisans derecesi almış ve son yıllarda ise tüm geçimini “Kılaş” ayakkabılar yaparak sağlıyor. 2015 yılından bu yana profesyonel olarak “Kılaş” yapımında çalışmaya başladığını belirten Somayeh Habibi, eline aldığı ayakkabılardan biri ile yapımını anlatmaya koyuluyor. Bu iş kolunda ağırlıklı olarak Hewraman bölgesinden insanların çalıştığını çünkü “Kılaşların” orjinalitesini buradan aldığının altını çiziyor Somayeh Habibi.
Doğaya zarar vermiyor
“Çevreye asla zarar vermez çünkü tamamen doğal ürünlerden yapılır. Giyenlerin ayakları ile uyum sağladığı için terleme de yapmaz ve uzun yürüyüşler için de asla bedende ağrı oluşmasına neden olmaz” diyor genç kadın. Pandemi ile birlikte işlerinin neredeyse durma noktasına geldiğine dikkat çeken Somayeh Habibi, “Aldığımız kredilerle zor ayakta durabiliyoruz ve elbette kredilerin de geri ödenmesi gerekiyor fakat şu aşamada bunlar çok zor. Koronadan önce Federe Kürdistan Bölgesi ve Türkiye’ye ihracat yapıyorduk ama pandemi ile işlerimiz durdu. Biz de üretmeye devam ettik” diyerek üretimi durdurmadıklarını ancak emeklerinin karşılığını elde etme konusunda zorlandıklarını aktarıyor.
Daha fazla kadınla ortak üretmek istiyor
Mesleğin özellikle dokuma kısmının emek sahibinin ağırlıklı olarak kadınlardan oluştuğunu sözlerine ekleyen Somayeh Habibi, “Kadın dokumacılar serbest çalışıyor ve maalesef herhangi bir hak sahibi olmaktan da yoksun. Gelecekte daha aktif olmak daha çok kadınla ortak çalışmak, birbirimize destek olarak ve birbirimizin hakkını savunarak ortak çalışmak istiyorum” diyor. El sanatlarının yaşatılması ile kadınların ekonomik gelir kaynağı sahibi olmalarının buluşmasını sağlamak istediğini aktaran Somayeh Habibi, tüm kadınlara bu yönlü çağrı yapıyor.[1]