Demokratik özerklik projesinin bütün boyutları aynı zamanda öz savunmanın da boyutlarını ifade etmektedir. Kürt halkının ve kadınlarının tarihsel toplumsal soykırıma tabi tutuldukları bütün alanlar, hem direnişin, kendini var etmenin, yapılandırmanın, hem de kendini savunmanın alanları olmaktadır. Önderliğimizin belirttiği “Direniş var oluşla özdeşleşmiştir”. Dolayısıyla Kürt halkı ve kadınları kendisini hangi toplumsal alanda yapılandırıyorsa, orada öz savunma bilinci ve örgütlülüğü şart. Giderek toplumsal yapılanma ve yaşamın tartışma ve kararların daha etkin olduğu, devletin ise yaşam alanlarının dışarısına çıkarılması, en azından rahat bir şekilde her türlü saldırı ve sindirme amaçlı mahallelere girememesi, istediği şekilde ve zamanda kadının yaşadığı alanlara giremeyeceği, topluma ait olan değerlere ve alanlara el atamayacağı bir mesafenin korunabileceği bir yapılanmanın geliştirilmesi hedeflenmelidir. Devleti hedef almaktan bahsedilmiyor; fakat devletin toplumsal yaşam alanlarıyla ilişkilerinin ve hukukunun karşılıklı bir zemine oturtulması şart. Devletin toplumu tam bir büyük zindan halinde kontrol altına alması, yaşamın en ince ayrıntısında bile devletin hakimiyeti özgür yaşam imkanlarını felce uğratmaktadır. Toplumsal bütünlük, güven ve ortaklaşma zeminini ortadan kaldırmaktadır. Bu anlamda devletin kendisini kendi sınırlarına çekilmesi önemli olmaktadır. Mahallenin muhatapları ve temsili vardır; meşru öz yönetimidir. Bu çerçevede baktığımızda öz savunmanın boyutları oldukça kapsamlıdır.
Başta mahalleler ve köyler olmak üzere her yaşam alanında bu tür öz savunmadan sorumlu birimlerin oluşturulması gerekmektedir. Birim kendisini mahallenin ve köyün kadınlarının güvenlik sorunlarının tespiti, öncelikli hedeflerin belirlenmesi ve bu temelde kendisini örgütlemesi esastır. Öz savunma birimleri silahlı birimler değildir; sivil örgütlenmedir. Sivil inisiyatif, mahallenin köyün inisiyatifi olarak geliştirilmesi önemlidir. Resmiyeti olmasa da, meşruiyeti-hakkaniyeti esas alan, bunu zorlamayacak eylem anlayış ve tarzının oturtulması önemli olmaktadır. Mahalleler arası, köyler arası iletişim ve dayanışma, ortaklaşmanın sağlanması açısından koordineli-eşgüdümlü bir çalışmanın geliştirilerek giderek bir ağ şeklinde kendisini örgütleyebilmesi önemli olmaktadır. Yaşamsal değerlere saldırı olmadıkça şiddeti esas almayan öz savunmanın geliştirilmesi kadının barışçıl doğası gereği gözetilmesi gereken bir nokta olmaktadır.
Serhildan ve protesto eylem planlamalarında birimin savunma tedbirlerinin alınması, gerekirse kimi fuhuş, hırsızlık, uyuşturucu odaklarının mahalleye sokulmaması için giriş ve çıkışlarının kontrollü olmasına kadar, yine devletin baskı, sindirme ve siyasal amaçlı rahat bir şekilde mahalleye, evlere girişinin engellenmesine, tecavüz kültürünü geliştirecek, mahalledeki kadınların-çocukların sağlığını bozacak, kendi yaşamı hakkında karar gücünü zedeleyecek her türlü kurumların hangi ad altında olursa olsun mahallede veya yerelde kurulmasına izin vermemeye kadar hepsi öz savunma kapsamında demokratik, hukuksal, eylemsel örgütlenmeyi gerektirir. Kadına dönük ideolojik içerikli saldırılar da öz savunma kapsamında ele alınması gereken temel bir yön olmaktadır. Bu anlamda kadın öz savunma biriminin kendisini kapsamlı bir örgütlenmeye kavuşturması gerekmektedir. Bunun için çeşitli öz savunma ve yakın dövüş tekniklerinden tutalım, öz savunmanın yol yöntemlerine ilişkin kadını ve genç kadını bilinçlendirecek, öğretecek derneklerden tutalım, Kadını Koruma İnisiyatiflerine, yerel dönemsel teşhir ve sosyal tecrit gibi kampanyalara kadar çok zengin ve çok yönlü yaratıcı örgütlenme model ve yöntemlerini geliştirmek önem arz etmektedir. Özellikle toplumsal sorunlar kapsamında kadına yönelik aile içi şiddet gibi sorunlarda gerekirse, mahalledeki olgun, toplumca saygı duyulan otoritesi kabul görebilecek kadınlardan komisyonlarla ikna turlarının oluşturulması; toplumsal ahlak çerçevesinde caydırıcı kararlar doğrultusunda karşılıksız emek süreci veya deneme süreçlerinin verilmesi gibi gerçekten kapsamlı ve çok zengin yöntemler ve araçlar kullanılabilir. Kullanılacak araç ve yöntemlerde toplumsal vicdanı ve ahlakı zedelemeyen, tersine her anlamda toplumun onurunu ve hakkaniyetini gözetecek bir yaklaşım şarttır. Egemenlikli sistemin araç ve yöntemlerinden ısrarla uzak durmak; kendi hep kadını toplum nezdinde sürükleyici, demokratikleştirici, değiştirici, dönüştürücü bir dinamik haline getiren yöntem ve araçların geliştirilmesi büyük önem arz etmektedir.
En genel ifade ile siyasal boyut; yerelde kadının kendisini demokratik özerklik içerisinde özgün özerk bir şekilde örgütlenmesinin her türlü tedbirinin ve oluşan kurumsal yapısının savunulması anlamına gelmektedir. Siyasetin demokratikleştirilmesinde kadın katılımının ve iradesinin büyük bir önemi vardır. Bu anlamda kadının katılımı önündeki bütün engellerin kaldırılması, irade kırıcı her türlü yaklaşım ve saldırıların durdurulması ve karşı duruş öz savunma kapsamında ele alınması şarttır. Bunun içerisine kuşkusuz kadın örgütlenmesinde ortaya çıkan temsillerin her türlü saldırı karşısında korunmasından tutalım, kurumların güvenliğine; kadın meclis ve tartışma platformlarının özgürce bir araya gelip, tartışabileceği zeminin yaratılması ve korunmasına, yine kararlarının özgürce ifadesine kadar birçok çalışma giriyor. Devletin veya başka herhangi bir güç odağının, çevrenin bunu engellemesinin veya sınırlandırmasının önünün alınması, gerekirse bunun demokratik eylemlilik ve inisiyatif ile boşa çıkarılması öz savunma kapsamındadır. Özgür tartışma, kolektif karar ve irade gücü haline gelmenin bütün zeminleri ve yöntemleri kadın toplumsal yapılanmasının yaşamsal değerleridir.[1]