Yaşam bilimi, yaşamı hakikate ulaşarak süreklileştirmenin bilimi, bilgisi Jineoloji tüm zamanlarda hakikati arayarak, bularak ve toplumsallaştırarak anlam kazanıyor. Hakikate ulaştığı oranda, anlam derinliğine kavuşma iddiasında bir kadın bilimi olarak gelişiyor. Bu bir mücadele işi. Bilinen ve görünenin, hatta görünmeyenin ötesine geçmeyi, gerçek anlamına kavuşturmayı gerektiriyor. Erkek egemen zihniyetin oluşturduğu kavram ve kuramların gerçekleri çarpıtan, topluma çarpık olanı kabul ettiren yüzünü deşifre ediyor. Kavramları yeniden anlamlandırarak, yeni kavramlar üreterek, yaşamı ve toplumu kendi gerçeğiyle buluşturan bir anlam bilimi olarak özüne kavuşuyor.
Yüksek memleketlerin yürekli kadınlarını, yaşamı süreklileştirmenin bin bir türlü arayışı içindeki emekçi kadınını anlayarak, anlatarak toplum hafızasının bir köşesine tutunup kalmış özü canlandırmak, geliştirmek, güçlendirmek istiyoruz. Yarattıklarını sahiplenme, büyütme ve büyüsüyle yeni yaşamlar kurmanın zamanını yaşıyoruz. Bu zaman özgürlük zamanıdır. Kendi emekçilerini, kadınlarını, toplumunu ilmik ilmik özgürlük ruhuyla yaratıyor. Bu ruhun büyüsüyle harekete geçmeyecek hiçbir toplum, hiçbir kadın yoktur. Yeter ki; bilsin, özgürlüğün kokusunu alsın, çarpıtılan zihinsel yapısında oluşan çatlaktan, özgür yaşam ruhunu akıtsın ve kendine gelsin.
Bu çatlağı derinleştirmeye kararlı olan Jineoloji, iğneyle kuyu kazar gibi tarih kazıcılığı yapıyor. Bugün en sahipsiz olan neolitik devrim yaratıcılarını, analık kültürünün değerlerini gün yüzüne çıkarıyor. Kadının yazılmayan, örtülü tarihini yazmanın öncülüğünü yapıyor, saklı kalan gerçekleri bilinir kılmanın yol ve yöntemini geliştiriyor. Yazılmayanın ve bilinmeyenin peşinde, her tür engeli aşmanın onurlu bilim mücadelesi içinde varlık kazanıyor. Birinci kadın devriminin yaşam kurucularının mekanında, Kürdistan’da ikinci kadın devrimi böyle bir Jineolojik mücadele ile daha da anlam kazanacak, kalıcılaşacak.
Toros-#Zagros# görkemli sıradağları arasında gerçekleşen Neolitik Devrim mekanı Verimli Hilal’in en görkemli döneminin sembolü Til Xalaf gibi, binlerce kadın köyü, hatta şehirlerinin saklı olduğu toprak tepeciklerin neredeyse hepsinin üzerine mezarlık yapılmış. Bu coğrafya tarihinin iz sürücüleri olarak yaşayan, savaşan, dolaşan herkes bunu görmüştür. Gerçek tarih yazıcılarını ve binlerce yıllık insanlık tarihine yön veren toplumsal yaratımları ve kadın bilgisini mezara gömme, üzerine ölü toprağı örtmenin bir ironisi gibi. Cennet gibi bir yaşamın sembolü bu yerlerin bir daha yeşereceğine inançsızlığın bir anlatımı olabileceği gibi, mezarlıklara düşmanın dahi dokunmayacağı hissiyatından yola çıkarak, korumaya almanın bir biçimi de olabilir bu durum.
#Kobani#’nin Fırat tarafına düşen köylerinden Korpingal yakınındaki Til Xezalê ve en tepesine kurulmuş mağaraların durumu daha farklı. Etrafındaki köy halkı buraya Şikefta İni diyor. İnanna’nın yeri!… Devletin burada “hüküm” sürdüğü zamanlarda, en büyük mağaranın bulunduğu bölüm olduğu gibi önü dümdüz yapılmış ve içi toprakla doldurulmuş. Sadece dışarıya bakan kapılarının dolan topraktan üstte kalan kısımları küçük birer pencere gibi kalmış. Tepenin diğer tarafında daha küçük yaşam alanı olarak yapılmış bir şikeft dışında yanıbaşında aynı mimariyle yapılmış bir diğerinin de çoğu toprakla doldurulmuş durumda. Tepenin etrafının aynı muntazam emekle yapılmış benzer şikeftlerle çevrili olma ihtimali yüksek. Diğer taşlara göre daha kolay biçim verilebilen kireç taşının oyulmasıyla binlerce yıl öncesine, belki de on binlerce yıl öncesine ait yerleşim yerleri. Oturma veya yatma yerleri, yarım ay biçiminde duvarların içine oyulmuş, bir insanın uzanabileceği uzunlukta setler, çentiklerinin izleri daha dün yapılmış gibi aynı estetik ve canlılıkla duruyor.
Zamanı, yapımı ve kullanım biçimine dair somut veriler arkeolojik bilgileri gerektiriyor. Bunu ilgililerine bırakarak, esas üzerinde durmak istediğimiz konuya geçebiliriz: Yaşamı korumanın ve süreklileştirmenin bilgisi en eski bilgilerden biri; içgüdüsel, sezgisel dünyanın altyapısını oluşturduğu en yaşamsal bilgi. Varlık-yokluk bilgisi. Şikefta İni bu sezgiselliğin ve bilginin ürünü, en stratejik yerde kurulmuş bir yaşam yeri. Etrafındaki bütün yerleri gören bir yerde, en yüksekte. Gelebilecek bütün tehlikelere karşı kendini ve toplumunu koruma bilgisine sahip kadınların beyni, yüreği ve bedenleriyle yarattıkları bir yaşam alanı. Kadınların eliyle böylesi stratejik yerlerde oluşturulan yerler, yaşam kurmaya ve sürdürmeye hizmet etti yüzlerce, on binlerce yıl. Kent-sınıf-devlet üçlüsünün hüküm sürdüğü ölüm ve savaş zamanlarında, kadından çalınan bu bilgi ve deneyim ile yüksek kaleler, savaş üsleri yapıldı.
Yüksek memleketlerin kadınlarının yüksek yerlerde yaşamı koruyan şikêftleri, giderek onların etraflarında, eteklerinde kurdukları köyleri özsavunma ve varlık mekanlarıydı. Erkek egemen sistemin korumak zorunda olduğu devleti, iktidarı ve sınırlarıyla birlikte, yok etme stratejilerinin geliştirildiği yüksek yerler inşa edilir. Şikêfta İni etrafından aşağıya dalga dalga yayılan yeşil alanlar, tarım köyleri, bahçeleri ve halkalar şeklinde birbirini koruyan ve genişleyen bir yerleşik yaşam alanı bilgisi canlanıyor insanın kafasında. Şimdi de aynı mekanlarda tepeden başlanarak, eteklerde, düz alanlarda zeytin bahçeleri var. Nar, üzüm gibi farklı meyve ağaçları dikilmiş. Cenneti andıran, bereket kokan, yaşam veren topraklar. Kadınların eliyle emeğiyle güzelleşmiş, nakış nakış işlenmiş topraklar. Doğallığından, insaniliğinden ve üretim kültüründen uzaklaştırılamamış topraklar.
DAİŞ bütün bunlardan intikam alma duygusunun ürünü; özünden, toprağından, yaşama bağlılığından koparılamamış kadın ve toplum değerlerinin tufana uğratılması harekatı. Kobani de bu harekatın merkezlerinden biriydi. Saldırının stratejikliği ve derinliği, analık kültürünün derinliği ve Şikêtfa İni’nin tarihi ve stratejikliği kadar kapsamlı. Biri yaşama dönüştürüyor, üretiyor. Diğeri öldürüyor, talan ediyor, yokediyor. Kadın uygarlığının, demokratik uygarlığın yaratımları ile erkek egemen devletli uygarlığın yokediş, hırsızlama ve talan tarihinin karşılaştığı ve çatıştığı nokta. Bu çatışma başladığı günden beri, aynı mekanda, aynı şiddette devam ediyor. Kobani direnişi, Kürt kadınının direnişi Tanrıça Star’ın, Ninhursag’ın, İnanna’nın tarihsel direniş damarından beslenerek devam ediyor. Toplumsallığını ve özgürlüğünü koruma direnişi olarak tarih güncelleniyor. Rojava devrimi bu yüzden bir kadın devrimi olarak gelişiyor.
“Ya Star” deyişi Kürt halkının ve kadınlarının dilinden nasıl sökülüp atılamadıysa, onbinlerce yıllık tanrıçalık, analık kültürünün, inancının gücü olarak korunduysa, stratejik yaşam yerleri, değerleri, kültürü de korunmaya devam ediyor. Önder Apo “İnanna köken olarak eski dağ tanrıçası Ninhursag’a bağlanmaktadır. Ninhursag etimolojik olarak –Nin=tanrıça, kur=dağ, sag=bölge- dağ bölgesinin tanrıçası anlamına gelmektedir. Aşağı Mezopotamya için dağ deyince Zagroslar ve uzantıları akla geldiğine göre, tanrıça kültürünün dağlık alandan indiğini açıklamaktadır…… İştar, İnanna Zagros’tan, dağ yöresinden gelen özgür kadındır. Bugünkü nine, ana isimleri Ninhursag ve İnanna’dan geliyor” diyor ve neolitik uygarlığı geliştiren evcil–anayı temsil ettiğini, ana etrafında yücelen toplumun tanrısal simge olarak kimlik kazanması olduğunu belirtiyor.
Şikêfta İni Til Xezalê’nin en tepesinde oluşturulmuş bir yaşam yeri. Ceylanların bol olduğu, canlı yaşamının en güzel eserlerini oluşturduğu kutsal mekan sayılır. Ancak kadın etrafında böyle güzel ve canlı bir yaşam örgüsü tarif edilebilir. Ceylanlar da avlanma tehdidi yaşamadan, kaçmadan, göçmeden, insan ve doğa uyumunu anlatan en güzel örneğin temsilini sembolize edebilir. Yaşamın sürdürülmesinde şikêftlerin önemli bir yeri var. Mağaraya “in” deniyor. Yaşamı koruyan yerler, “nin”lerin yani tanrıçaların, bilge kadınların keşfettikleri, küçük aletlerle iğneyle kuyu kazar gibi kazarak oluşturdukları yerler. Yüksek, korunaklı.
Kadın tarihinin izlerini, gizlerini saklayan ninelerimizin mekanı “in”lerin, köylerin ve şehirlerin olduğu yerlerin ayrılmaz bir parçası da xermil bitkisi. Bu yerleri terketmeyen, ama her yerde de yetişmeyen en eski kadın keşiflerinden bir olmalı. Tüm kadın mekanlarının süsü, tamamlayanı biri xermil, diğeri de kilden yapılmış çömleklerin tıpkı kadın ve tarihi gibi paramparça olmuş, etrafa savrulmuş parçaları. O incelikle, estetize bilgi ile en hassas, yaşam kokan ellerle üretildiklerinden kimsenin şüphe duymayacağı kalıntılar. Xermilin büyücülükte kullanıldığı biliniyor. Kadının bilgisiyle efsunlanmış bir bitki olduğu kesin, kötülükleri toplumsal mekanlara yaklaştırmayan bilginin sembolü gibiler. Kürdistan’ın birçok yerinde, evlere kötülük yaklaşmasın diye, üzerlik olarak yapılıp duvarlara asılıyor ve üzerlik bitkisi olarak da adlandırılıyor.
Şikêfta İni gibi, Medya Savunma Alanları’nda Xinerê’de bulunan İştar’ın Yeri de aynı büyüleyicilikte, görkemli bir mabed gibi durmakta. Birbirine bakan iki muhteşem kayalık; tüm vadiyi, etrafındaki tüm araziyi görüyor. Aynı biçimde, hala halkın dilinde İştar’ın Yeri olarak tarif ediliyor. Stratejik bir yer, hem korunma hem inanç yeri olma ihtimali yüksek kızkardeş kayalıklar biçiminde yükseliyor. Biraz daha yüksek olanın tepesine çok sert taşlardan oluşmasına rağmen, rüzgarı engelleme amaçlı dörtgeni andıran bir biçim verilmiş. 20-30 kişinin yerleşebileceği üstü ve önü açık bir odayı andırıyor. Tüm vadiyi gözetleyen muhteşem yükseklik. Daha kısa olan diğer kayalığın tepesinde ise, yine insan eliyle oyulmuş olma ihtimali yüksek, bir insanın sığabileceği uzunluk ve genişlikte, sunak gibi bir yoğunlaşma yeri var. Bir ibadet yeri veya bir nöbet yeri de olabilir. Aynı yerde bir zamanlar yapılıp terkedilmiş gerilla mevzileri, tarihin iz sürücülerinin aynı mekanlarda, aynı amaçta buluştukları gerçeğini kanıtlıyor. Tepesine çıkabilmek için daracık kaya girintilerinden tırmanmak, geçmek oldukça marifet isteyen, düşme tehlikesinden dolayı birilerini tırmanmaktan korkup vazgeçirtecek kadar dik, dar, yüksek, onurlu ve özgürlük duygusunu insanın içine dolduran güzellikte, mükemmellikte.
Yaşamı koruma, kutsama alanları, yaşamın büyüsünü, tüm görkemliliğini anlatmak istercesine yerleşilen yerler. Tanrıçalar diyarının kutsal mekanları; erkek egemen sistemin müstahkem mevkilerine-üslerine dönüşmeden önce yüksek yerler, kadın diyarları, yaşam diyarları, yaşanılır yerlerin en güzel örnekleriyle varlar.[1]