Kitap Adı: ONÜÇ GÜNÜN MEKTUPLARI
Yazar: #Cemal Süreya#
Basım Yeri: İstanbul
Yayınevi: Can
Yayın Tarihi: 1990
İnsan niye mektup yazar? Ya yüzyüze gelince anlatmak istediklerini açık açık söyleyemiyordur, ya da o ikinci kişi uzaktadır, onunla yüzyüze konuşma olanağı yoktur, oturur kâğıda döker anlatmak istediklerini.
Öyleyse, ikinci kişiye yazılan bir şeydir mektup. İki kişi lik özel bir edimdir. Bu yüzden de gerek yazan, gerekse yazılan açısından çok çok kişiseldir.
İstediği kadar toplumcu özler taşısın, mektup bireysel dir. Bireyseldir ve temelde bir gizliliği vardır. Yazan, ister ki, yazdıklarını yalnızca ona yazdığı kişi okusun. Ama bunun hiçbir güvencesi yoktur. Mektubu alan, aldığı mektubu belki de birilerine göstererek, okutarak onunla övünecek ya da ye rinecek, ama mektubun acı ya da tatlı tadını birileriyle bölüş mek isteyecektir. Oysa mektubu yazanın, yazdıklarını, yazdı ğı kişiden başka hiç kimsenin okumayacağı konusunda taşıdı ğı duygu, belki de mektup yazma özgürlüğünün en itici gücü, en belirgin özelliğidir. Mektup, yazılan kişiden başka okuyu cusu olmadığı duygusuyla yazıldığı sürece en güzel yazılır sanıyorum.[1]