$Belucistan, Hindistan ve Afganistan’daki #Kürtler#$
Sayıları çoĝunluk oluşturan Brahoyi aşireti Belucistan’ın Iyg şehrinde yaşarlar. Burası onların bir bakıma merkezidir. Bu aşiretin bir bölümü de buranın kuzey kesiminde Ketata’da yaşarlar. Yüzölçümü 250 milkarelik bir alanı kaplamışlardır. Aşirat kendi arasında bölünmelere ayrılır. Bunların göçebe olarak buraya geldikleri biliniyor. Nüfusları yaklaşık olarak 300.000’dir. Hindistan’ın Sind eyalatinde de yine Brahoyi aşireti yaşamaktadır ki, buların da nüfusu 48.000 civarındadır.(*) Tedescu, Belucilerle Kürtlerin arasında bazı yakınlıklar bulur. Şeref-Name’ye ve Doĝubilimci Morgonistrin’e göre Afganistan’ın Herat bölgesinde de Kürtler yaşar.
Bunların Horasan ya da Tacikistan’dan geldikleri kabul edilmektedir. İbni Haldun, güneyde iki büyük Kürt aşiretinden sözeder, “... bunların biri Loyen ve diĝeri ise Tabir’dir.” der. Aynı yazar, bu Kürtlerin Moĝol istilası sırasında buraya göçettiklerini ve buradaki Muvvahidin Devleti Başkanı Murteda’nın kendilerini iyi karşıladıĝını, kendilerine toprak daĝıttıĝını, devlet işlerinde görevler verdiĝini belirtir.
Bu duruma göre yukarıda sözünü ettiĝimiz devletlerin sınırları içindeki #Kürd#lerin nüfusu, elde bulunan kaynaklara göre o zamanki tarihlerde şöyledir. (1890-1930 yılları dönemi)
İran Kürdleri: 2.000.000 (iki milyon)
Türkiye Kürdleri: 1.500.000 (birbuçuk milyon)
Irak Kürdleri: 600.000 (altıyüz bin)
Rusya ve Suriye Kürdleri: 230.000 (ikiyüzotuz bin)
Afganistan. Hindistan,
Belucistan Kürdleri: 350.000 (üçyüz elli bin)
Toplam: 4.680.000 (dört milyon altıyüz seksen bin)
Dr. Blayc, Sir Kuh (Kürd Sorunu) adlı kitabında Kürdlerin nüfusunun Birinci Dünya savaşından önce 8.000.000 (sekiz milyon) civarında olduĝunu söyler. Yine Alexandre Zaha, Türkiye’de Kürd Sorunu adlı kitabında Kürdlerin nüfusunun 5.387.280 olduĝunu yazar.
Kuşkusuz bu tutarsız rakamların hiçbiri gerçeĝe uymamaktadır. Çünkü, bir yandan sayımı yapan hükumetler gerçeĝin ortaya çıkmasını istemezken, öbür yandan da halkın büyük bir bölümü Kürdlüklerini çeşitli nedenlerden ötürü inkar ederler ya da bir iki nesil geçtiĝi için bütünüyle unutmuştur. Asıllarını gizlemeyenler ve çoĝunluĝunu oluşturan daĝ köylerindeki Kürdler ise, sorunun aslını bilmediklerinden, hükümetlerden yana yüzleri hiç gülmediĝinden başlarına yeni bir bela geleceĝi korkusu ile gerçeĝi gizlerler. Ya da sayım memurları aşılması güç yolların zahmetine katlanamadıĝı için köylerin çoĝuna gitmez ve tahmini şeyler yazıp resmi makamlarına verir.[1]