21. yüzyılın Nisan’ında mücrimlerin önünden bu kez mazlum bir halk yok olup gitmeyecektir. İşgalci ve soykırımcılar yenilecektir. #Newroz# renkli dağların sahibi halklar kalacaktır. Çünkü inanç ve değerlerine bağlı çelik disiplinli, fedakar ruhlu gerillalar ve onların sağlam güvenilir devrimci dostları vardır.
Nisan yağmuru değil yağan. Kimyasal gazlı bombalardır #Kürt#’ün üzerine dolan. Her Nisan içimiz hüzün ve öfke dolar. 1915’in bir Nisan sabahında Ermeni halkının başına yağan soykırım yağmuru bugün Kürt’ün üzerine yağdırılmak isteniyor. Hep tanımlanamayacak acılar düşüyor Ermeni, Kürt ve #Êzîdî# halkının payına. 20. yüzyıl başında Ermenilere yaşatılanların bir benzerini 21. yüzyılın başında bu kez Kürt halkına yaşatmak istiyorlar.
Dünyanın ve Ortadoğu’nun mücrimlerinin isim ve adresleri hep aynı oluyor. Gaz ve petrol baronları, kan ve ölüm pahasına yeni haritalar çizip eski uşaklara yeni roller veriyor.
Dünyanın efendilerinin çıkarları uğruna “yapmak için yıkmayı” ilke edinen hainlerin kralları olan İttihat-Terakkicilerin günümüzdeki temsilcisi R.T.Erdoğan diktatörüdür. Kapitalist-emperyalist dünyanın yeni bir kutsal misyonu için İttihatçı-Kemalist TC faşizmi, katliam dolu sayfalarına yeni sayfalar eklemek istiyor. Var güçleriyle Kürdistan’a saldırıyor, Zap’a zulüm yağdırıyorlar.
Dün Ermeni Nisanı’nda yağan zulüm yağmurunun gerekçesi neyse bugün Kürt’ün Nisan’ında yağan zulüm yağmurunun gerekçesi aynıdır. Gerekçelerin başında “devletin birliğini ve bütünlüğünü tehdit eden, güvenlik sorunu yaratan ayrılıkçı unsurlardan temizlenmesi” geliyor.
Gerçekler böyle midir? Gerçekler, Türk devlet yetkililerinin iddia ettikleri gibi midir? Elbette ki, hayır!
Tarih, egemenlerin iddia ve gerekçeleri üzerinde yazılmaya çalışılsa da bunun üzerinde konuşmalar yapılmaya çalışılsa da her dönem mazlumların gerekçe ve iddiaları, dünyada yankılanan hakikatin sesi olmuştur. Olmaya devam etmektedir. Türk devletinin işgal ve soykırım saldırılarının arkasında uluslararası kapitalist-emperyalist güçler vardır. Britanya'nın başını çektiği, ABD ve Avrupa devletlerinin desteklediği sömürü ve hakimiyet planlarının merkezinde, Irak ve #Güney Kürdistan#'daki petrol ve doğalgaz yatakları vardır.
Ukrayna’nın işgali sonrasında gözlerini Ortadoğu’ya çeviren batılı emperyalist güçler hegemonya ve paylaşımları için Türk devletine yeni bir misyon yüklemektedir.
İttihat-Terakki'den günümüze dek faşist Türk kompradorları sonuna kadar batılı efendilerine hizmet etmektedirler. Hizmette kusuru eksik bırakmayan Türk komprador burjuvaları işgal ve soykırımları için Güney Kürdistan sınırından 19 km. içeri girdiler. Uluslararası hukuku çiğnemekte tereddüt etmediler. Arkalarına batının sahte demokrasi savunucusu ülkelerini alarak uluslararası hukuku da çiğnediler. İşgal ve soykırımın tek gerekçesi, Britanya ve batılı kapitalistlerin iştahını oldukça kabartan bölgedeki 145 milyarlık petrol rezervidir.
Kürt ulusal özgürlük hareketi dünyanın ve bölgenin en barbar haydut ve mücrimlerine karşı direniş vermektedir. İşte bu yüzden bugün her zamandan daha fazla gerillanın ve direnişin yanında olmak vardır. Büyük bir sorumluluk ve yüksek bir devrimci bilinçle başta emperyalist haydutlara, bölgenin faşist soykırımcı İttihatçılarına karşı yaşamın her alanını direniş ve mücadeleye çevirmek göreviyle hareket etmek gerekir.
21. yüzyılın Nisan’ında mücrimlerin önünden bu kez mazlum bir halk yok olup gitmeyecektir. İşgalci ve soykırımcılar yenilecektir. Newroz renkli dağların sahibi halklar kalacaktır. Çünkü inanç ve değerlerine bağlı çelik disiplinli, fedakar ruhlu gerillalar ve onların sağlam güvenilir devrimci dostları vardır.[1]
#Nubar OZANYAN#