İstanbul’da partisinin düzenlediği mitingde konuşan #HDP# Eş Genel Başkanı Buldan, “#Kürtler# sadece ve sadece seçimlerde hatırlanacak bir halk değildir. Helalleşmek adı altında Kürtlerle seçim dönemi bir araya gelmeye çalışanlara şunu söylemek isteriz. Kürtler onurlu biz yüzleşme olmadan, kimseye hakkını helal etmeyecektir” dedi. Onurlu bir yüzleşme olmadan, Kürtler kimseye hakkını helal etmeyecektir” dedi.
Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) “Çözüm Biziz, Savaşa ve Sömürüye Hayır” sloganıyla dün Diyarbakır’da gerçekleştirdiği mitingin ardından bugün İstanbul Kartal Meydanında miting gerçekleştirdi.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDK Eşsözcüsü Cengiz Çiçek ve diğer sol partilerin temsilcileri de mitinge katıldı.
HDP İl Eş Başkanları İlknur Birol ve Ferhat Encü’nün kısa konuşmalarından sonra söz alan Cengiz Çicek, “Savaşa, sömürüye ‘hayır’ diyoruz. Biz yıllardır amasız, fakatsız, lakinsiz hiçbir bagajımız olmadan ‘savaşa hayır’ dedik. Bu topraklarda kalıcı demokratik dönüşümün sağlanması için onlarca yıl süren mücadelede bin bir bedeller ödedik. Umuda dair bir inanç varsa onu ayakta tutan sizlere her türlü hakareti ediyorlar” dedi.
Cengiz, “AKP-MHP iktidarı yalanlar siyasetine devam ediyor. Diyorlar ki biz yerli ve milliyiz. ‘Hadi oradan’ diyoruz. Kendi halkını açlık sınırında tutanlar halkçı olabilir mi? Ukrayna-Rusya savaşında barış elçisi geçinenler Kürt halkına coğrafyanın her yerinde savaşı dayatıyorlar. Bu anlayıştan halk dostu olabilir mi? Mezhepçi politikalarla Alevi toplumunu hedef tahtasında tutuyorlar, böyle bir zihniyetten maneviyat beklenir mi?” ifadesini kullandı.
Pervin Buldan: Bütün sorunlara, krizlere tek çözüm HDP fikriyatıdır
Ardından konuşan Pervin Buldan da, dün Diyarbakır’da gerçekleştirdikleri mitinge değinerek, “Bugün burada Türkiye halkları ve Kürt halkıyla birlikte bir kez daha diyoruz ki ‘çözüm biziz, savaşlara sömürüye hayır’. Türkiye’nin her sorununa güçlü sözü ve çözüm gücü olan HDP bu ülkede mücadele eden bir partidir. Bu ülkede yaşanan tüm sorunlara ve bütün krizlere tek çözüm olarak HDP’nin fikriyatının hayata geçmesiyle gerçekleşeceğine inanıyoruz” dedi.
“Bir tarafta kumpas davaları devam ederken, bir tarafta siyasi soykırım davaları devam ederken diğer tarafta Türkiye açlıkla, yoksullukla mücadele ediyor” diyen Buldan, “Ülkeyi soyup soğana çevirenler, talan edenler, sömürenler bilsinler ki önümüze konulan ilk sandıkta sizlere gereken dersi Türkiye halkları verecektir. HDP sizin bu politikalarınıza geçit vermediği için, iktidar saldırılarına uğruyor, hedef haline getiriliyor. Ancak halklar bugün bu ülkede geçim derdi yaşarken, bu ülkede açlık ve sefalet yaşanırken, ülkeyi yönetenler halkların yarınlarını değil kendi çıkarları, gelecekleri ve koltuklarını sağlama alabilmek için savaş politikalarını devreye sokmaktan geri durmuyorlar. Onlar için Türkiye halklarının ne yaşadığı değil kendi iktidarları var. Onlar savaş konseptini devreye koyarken sıkılacak olan her merminin, atılacak her bombanın bu ülkenin işçi, emekçi, kadınlarına daha çok sefalet getireceğini, ekmeğinin yarıya bölüneceğini asla hesaba katmıyorlar” ifadelerini kullandı.
“Türkiye halkları sizin savaş konseptinize müsaade etmeyecek”
Buldan sözlerine şöyle devam etti:
“Ama biz biliyoruz ve inanıyoruz ki bu ülkede savaş kararı verenler, komşu ülkelere savaş için gidenler bu ülkenin geleceğini, gençlerini, yarınlarını düşünmüyor. Çünkü bu ülkede artık hiç kimse geleceğine umutla bakamıyor. Kimse yarınlarını göremiyor, onlar bu konsepti devreye koyarken Türkiye halklarına 2023’ün Mart ayını gösteriyor, sabredin diyorlar. Ama halka sabredin derken kendileri yine çalıyor yine sömürüyorlar. Bütün bunları kendi koltukları için yapıyorlar. Doğayı talan ediyor, yandaş atamaları yapıyor, gece yarısı zamlarına devam ediyorlar. Türkiye halklarının geleceğini karartmak için yapıyorlar. Bir gece ansızın nereye girmek istiyorlar, Rojava’ya! Nereye girmek istiyorlar Şengal’e, Mahmur’a. İşte onların zihniyetinde buralara girmek ve savaş konseptini devreye sokmak var. Ancak Türkiye halkları sizin savaş konseptinize onay vermeyecek, müsaade etmeyecek. Çünkü Türkiye halkları savaş değil; çözüm, barış ve diyalog istiyor.”
“Bu ülkenin en büyük sorunu Kürt sorunudur”
HDP Eş Genel Başkanı Buldan, “Bu ülkenin en büyük sorunu Kürt sorunudur. Siyasetle çözülebilecek olan bir sorunu inkar, imha ve savaşla çözmeyi deneyenler şimdiye kadar nasıl başarılı olamadıysa bu iktidar da olamayacak” dedi.
“Barış ve müzakere sürecinde Sayın Öcalan devredeydi. 3 yıl devam eden bir süreçte herkes geleceğine umutla bakıyordu. Kimsenin kapısına cenaze gitmiyor, kimse gözyaşı dökmüyor, evlatlarımız toprağın altına girmiyordu. Neden?” diye soran Buldan, “Çünkü, çözüm ve barış süreci vardı. Ancak bunlar barıştan da diyalogdan da korkuyorlar. Barışı istemedikleri için bugün İmralı'da Sayın Öcalan'a tecrit uyguluyorlar. Yaklaşık 3 yıldır İmralı'da herhangi bir görüşme yapılamıyor, bu insanlık suçudur. Sayın Öcalan'ın avukatlarıyla, ailesiyle, bağımsız heyetlerle görüşmesinin sağlanması ve tecridin son bulması çağrısını bir kez daha yapıyoruz. Tecrit bir bütün olarak ülkeyi kilitlemiştir. Bütün sorunların temelinde tecrit kilidi vardır. Tecrit kilidi kırıldığında bu ülkenin tüm sorunları çözülecektir. Bu ülke bunu görecektir çünkü biz bu deneyimi yaşadık. Tecrit kalktığı andan itibaren, Sayın Öcalan devreye girdiği andan itibaren bu ülkede herkes geleceğine umutla bakmaya başlayacak” şeklinde konuştu.
Pervin Buldan, “Seçimler yaklaşınca Kürtleri hatırlayanlar, kendilerinden utanmalıdır. Kürtler sadece ve sadece seçimlerde hatırlanacak bir halk değildir. Helalleşmek adı altında Kürtlerle seçim dönemi bir araya gelmeye çalışanlara şunu söylemek isteriz. Kürtler onurlu biz yüzleşme olmadan, kimseye hakkını helal etmeyecektir” dedi.
Buldan sözlerini, “Bir kez daha HDP’nin barışa, demokrasiye, adalete ve Türkiye’deki tüm yaşanan krizlerin, sorunların çözümünde tek adres olduğumuzu haykırıyorum. Bu ülkeyi yönetenler bilsinler ki; gidicidirler, gelecek olanlar bu söylediklerimizi bu ülkeye getirecekler. Barışı da adaleti de demokrasiyi de insan haklarını da. Yeter ki bir olalım. Yeter ki birlikte mücadele edelim, el ele verelim omuz omuza verelim. Bunu gerçekleştirirsek Demirtaş da, Yüksekdağ da, Kışanak da, Baluken de özgürlüğüne kavuşacaktır. Bizim mücadelemiz adalet ve barış mücadelesidir” diyerek tamamladı.[1]