Rewshan Bedirxan (d. 11 Temmuz 1909, Kayseri, Türkiye - ö. 1 Haziran 1992, Şam, Suriye), Kürt öğretmen ve yazar. Mir Bedirxan'ın yeğeni Azizi'nin kızıydı.
11 Temmuz 1909'da Kayseri'de doğan Rewshan Bedirxan'ın ailesi siyasi çalışmaları nedeniyle 1913'te Ortadoğu'daydı. Babası Salih Bedirxan'dır. Rewshan Bedirxan eğitimine Şam ve Ürdün'de devam etti ve Ürdün'de başlayan kadın öğretmenlerden biri oldu. Rewshan, 1935 yılında Celadet Bedirxan ile evlendi.
Tarihteki kahraman Kürt kadınları arasında yer alan Rewşen Bedirxan, dönemin şartlarına rağmen kendisini son derece iyi geliştirmeyi başarmıştır. Kendisini geliştirerek anadilinin dışında olmak kaydıyla 5 yabancı dil daha öğrenmiştir. Kendisi eşi Mir Celadet Bedirxan’ın yapmış olduğu çalışmalara destek vermiştir. Kürtlerin mücadelelerine çok fazla destek verdiğini görüyoruz. Halep’te Dr. Nuri Dersim, Haydar Haydar, Hasan Hişyar ve Osman Efendi ile birlikte Kürt Bilim ve Yardımlaşma Derneği’ni kurmuştur. Ek olarak Hawar dergisinin yazarlığını yapmış bunun yanı sıra ise derginin redaktörlüğü görevini üstlenmiştir. Rewşen Bedirxan, 1957 yılında Yunanistan’da yapılan Kolonyalizm karşıtı bir kongreye Kürdistan Bayrağı ile katılım göstermiştir. Bu katılımıyla beraber uluslar arası bir toplantıda Kürdistan Bayrağı ilk defa açıldı. Celadet Ali Bedirhanın Biyografisini paylaştığımız ve Bedirhan ailesi hakkında önemli bilgilere yer verdiğimiz Celadet Ali Bedirhan Biyografisi ve Eserleri başlıklı makalemizi okuyarak Celadet Ali Bedirhanın hayatı hakkında bilgiler elde edebilirsiniz.[1]
Kürt Aydınlanma Hareketi'nden ve bu kapsamda Kürt basın-yayın tarihinden söz ederken, Bedirxan ailesini anmadan geçmek mümkün değildir. Özellikle Botan bölgesinde çok köklü bir geçmişe sahip Bedirxan ailesinin tarihi aynı zamanda isyan ve sürgünün tarihidir. Ve bu tarihin önemli simalarından biri de Rewşen Bedirxan'dır.
Kürt aydınlanma çabalarına ciddi katkıları olan, Mîr Celadet Bedirxan'ın eşi Rewşen Bedirxan, Salih Bedirxan Bey ve Samiye Bedrî Paşa'nın kızı olarak 11 Temmuz 1909 tarihinde Kayseri'de dünyaya gelir. Babası Salih Bedirxan da ulusal mücadelede çok önemli yeri olan değerli bir insandı ki, kendisi ilk Kürt gazetesinin kurucularındandır…
Bedirxan ailesinin Kürtlerin edebi ve düşün dünyasına yaptığı katkı tartışmasızdır. Bedirxanlılar isyanından sonra Osmanlılar tarafından aile dünyanın birçok yerine sürgün edilir ve dağılır. Sürgünün devreye konmasıyla Kayseri'ye göç eder ailesi ve Rewşen Bedirxan sürgünde dünyaya gelir. Fakat Kayseri, sürgünün sadece bir durağıdır ve aile tekrar sürgün edilir. Bu kez Ortadoğu ve Afrika'ya dağılırlar. Mısır, Lübnan, Suriye, Libya'ya dağılan Bedirxanlardan Salih, Suriye'nin başkenti Şam'a bağlı Salihi'ye gitmek zorunda kalır.
Sürgünde geçen bir yaşam, Bedirxan ailesine mensup olmakla doğrudan bağlantılıdır. Bu sürgün yolculuğunda büyüyen Rewşen, babasının sık sık karşılaştığı zorlukları görmüş ama Salih Bedirxan, kızını kendi dili ve kültürüyle yetiştirmeye çalışır. Fakat 6 yaşındayken babasını kaybeden Rewşen'in sorumluluğu annesinde kalır.
Rewşen Bedirxan okula Şam'da başlar. Annesi öğretmen olmasını istese de, Rewşen'in yüreğinde ailesinin diğer fertlerinin mesleği olan gazetecilik yatar. Daha sonraları, her iki mesleği birlikte yapabileceğini düşünerek, Arap öğretmenlik okulunu bitirir. 1925'te Arap dili öğretmeni olarak çalışır, bir dönem de okulda müdürlük yapar. Arapçası Kürtçesinden daha iyi olduğundan, edebi ve kültürel çalışmalarını Arapça dilinde yapar. Ayrıca diller dillerden Arapçaya çeviriler de yapar. Yine bu konuda eşi Celadet Bedirxan'ın da üzerinde etkisi olur, bilimsel çevirilerde önemli çalışmalar yürütür.
Yayınevleri için yaptığı çevirilerle ekonomik olarak geçimini sağlamaya çalışır. Dilleri bir zenginlik olarak gören Rewşen Bedirxan, iki yıl Türkçe,
üç yıl da Fransızca ve İngilizce ders alıp bu dilleri öğrenir. Henüz Suriye ile Ürdün'ün devlet olarak birbirinden ayrılmadığı yıllardır. 1924-1927 yılları arasında Ürdün'ün doğusunda bulunan Kerek kentinde bir okulda yöneticilik yapar, ayrıca dil öğretmeni olarak görev alır. 1928'de Şam'a döner ve bir yıl sonra da burada kurulan okulda öğretmenlik yapmaya başlar, bu görevini 1935 yılına kadar sürdürür. Ardından da, 1964'e kadar okulda müdürlük yapar. Daha sonra tekrar eski görevine atılır ve müdürlüğüne el konulur. Bunun üzerine, yaşı da ilerlediğinden emekli olur. Artık kendini tamamen evindeki çalışmalarına verir.
Rewşen Bedirxan iki defa evlenir. İlkin 1929 yılında Ömer Madan isimli bir Arap genciyle evlenir. Genç çiftin Ûseymaxan isminde bir kızları olur. İlk eşinden ayrıldıktan sonra, ikinci evliliğini akrabası olan Celadet Bedirxan ile yapar. Bu mutlu evliliğinde iki çocuk sahibi olur: Sînemxan ve Cimşît. Eşine çalışmalarında her zaman destek sunan Rewşen Bedirxan ile Mîr Celadet, ilk Kürtçe dergilerden Hawar'a yazılar yazar. Hatta Rewşen Bedirxan bir dönem derginin editörlüğünü de yapar. Konuyla ilgili Fırat Cewerî'nin sorularını yanıtlayan Rewşen, şöyle demişti: Bizim evimiz, Hawar'ın yayınevi idi. Celadet'in en büyük uğraşlarından biri, Hawar'ın çıkarılması idi. Ben de onlara yardımcı oluyordum. Bir süre sonra ambalaj ve sıralamayı öğrenince artık basit bir iş haline geldi. İlk defa bir Kürt kadını, Latin alfabesiyle Hawar dergisine yazı yazıyordu. Hawar, Fransızların yardımı ile değil, onların izni ile çıkıyordu. Ayrıca Roja Nû da onların izni ile çıkıyordu...
1934 yılında Kadın Birliği Derneği çalışmalarına katılır, ancak 1945'te Kahire'de yapılan kadın kongresinde çalışmalardan ayrılır. 1951'de Türkçeden iki öykü çevirir. İlki Bir Kadının Anıları başlığı ile basılır. İkincisi de Aşk ile Çilem adıyla yayınlanır. Fakat Rewşen Bedirxan'ın hiç basılmayan yazım çalışmaları da mevcut iken, bazıları gazete ve radyolarda yayınlanır. 1947'de birkaç ay radyoda çocuk bölümünde çalışır. Çalıştığı yerlerde kadının hep ikinci konumda olması onu düşündürür. Buna karşı mücadele etmek için eğitim verdiği okulda müdürlük yapmaya karar verir zaten. Bunu bir Kürt kadını olarak yaptığını daha sonra vurgulayacaktı.
Kadının toplumdaki konumunun değişmesi için ciddi çalışmalarda yer alır. Şöyle diyecekti: Adımız ister Türk, ister Arap, ister Fars, ister Kürt olsun; tenimiz ister beyaz, ister sarı, ister esmer olsun, kadın olarak erkeğin sömürgesi, mülkiyeti, kaba ve psikolojik şiddetin bir hedefi, mağduru idik. Dünyadaki tüm kadınların kurduğu ortak birliğe üye olarak, çalışmalarımı resmi bir düzeye taşımak istedim. 1934 yılında Kadınlar Birliği'ne üye oldum. Suriyeli kadınlar arasında öyle bir öncülük misyonu yüklenmişti ki bana, 1944 yılında Suriye kadınları adına Mısır'a, Dünya Kadınlar Kongresi'ne katıldım. Ama bir yanım hep 'Kürdistanlı bir kadın olarak, ne zaman temsil hakkını buluruz, rengarenk kadınlar arasında? Kendi rengimizle ne zaman sorunlarımızı dile getiririz?' diye sorgulamalarla yanıyordu için için… Bir yanımız gülerken, diğer yanımız ağlıyor, bir yanımız hep yarım kalıyordu. Sürgün parçalıyor, ikiye bölüyordu öpüşlerimizi… Rewşen Bedirxan, cins sorunu hakkında çok değerli makaleler yazar. Amacı kadınlara ulaşabilmek, bilinçli ve aydınlık geleceğe yürüyecek cehaletle savaşan kadınlar görebilmekti. Bu amaçla kaleme aldığı makalesi Jin û Bextiyariya'da şunları dile getirir: Bugün birçok kadın, evin rahatlık ve güzelliğinin para ve zenginlik olduğuna inanıyor. Ancak öyle değildir. Huzur ve mutluluk sadece zenginlikte yatmaz. Fakirlerin öyle elbiseleri var ki, huzur ve bahtiyarlık onların içinde, zenginlerin köşklerinin içinden daha çok karar kılıyor ve rahat yer ediniyor. Güzellik ve bahtiyarlık para ve köşkler değil. Güzellik şudur: Güzel söz, alışveriş ve kendi milleti ve vatanına harcadığı emek, iş ve çalışmadır. Parayla olan yaşamın güzelliği biter. Ancak yurtseverlik ve bilgi ile olan yaşamın güzelliği bitmez.
Rewşen Bedirxan 1951 yılında eşini kaybeder. Yukarıda sözünü ettiğimiz söyleşide, eşi Celadet Bedirxan'ın ölümü hakkında şunları söyler: Celadet Bedirxan yalnızca eşim değildi, benim her şeyimdi. Babam,kardeşim, arkadaşım, öğretmenimdi. Ben de her Kürt gibi onun yokluğunun eksikliğini çekiyorum. Onun ölümüyle sanki dünya başıma yıkıldı. Ölümü çok trajik oldu. Ekonomik olarak iyi bir düzeye gelmek için, durumu biraz düzeltmek için uğraştı. Olmadı, bu iş onun ölümüne sebep oldu. Çok yoksul olduğumuz için Celadet, bir arkadaşının tarlasına pamuk ekiyor. Su az olduğu için kuyu açıyor. Kuyuya da kader kuyusu (Bîra Qederê) adını vermiş. Kuyusunu kendisi kazıyor bir anlamda... Celadet Bedirxan'ın ölümünden sonra kiraladığı bir evi Kürt şair Qedrîcan'ın eşinin kız kardeşi Sebahat ile paylaşır. Sebahat Xanım, Rewşen Bedirxan'a birçok konuda yardımcı olur.
1956 yılında Dr. Nuri Dêrsimî, Hasan Hişyar, Haydar Haydar ve Osman Efendi ile Halep'te Kürt Bilim Ve Yardımlaşma Derneği'ni kurarlar. Daha sonra Mustafa Barzani'nin daveti üzerine Güney Kürdistan'a gider. Güney Kürdistan'a gitmesinin en büyük amaçlarından biri, Mezopotamya'ya olan aşkı ve hasretidir. Bunu da şöyle ifade eder: Mustafa Barzani'nin daveti ve isteği üzerine Güney Kürdistan'a gitmeye karar verdim. Çünkü Cizîrê'ye ulaşamazsam da, Mezopotamya topraklarında yaşamak, ciğerlerime bambaşka bir hava dolduracaktı. Eğer Kürdistan'da bir kez olsun nefes almasaydım, yıldızlar bir bir düşecekti ve zifiriye dönüşecekti yaşam. Sürgün hedefine ulaşacaktı. Bu süreçte, 1957 yılında Yunanistan'da gerçekleştirilen Kolonyalizm Karşıtı Kongre için Kürtlerden 6 delege istenir. Bunu öğrenen Rewşen Bedirxan, bunun kendisi için kaçınılmaz bir fırsat olduğunu düşünerek, katılımını engellemeyi amaçlayan bütün girişimlere rağmen 6 delegeyi temsilen tek başına ve Kürdistan bayrağı ile katılır. Ve tarihte ilk defa uluslararası bir toplantıda Kürdistan bayrağı açılır.
Bugün Kürtlerin anası olarak da isimlendirilen Rewşen Bedirxan, aydın ve kadın kimliği ile Kürtlerin toplumsal ve siyasi tarihinde önemli bir rol oynar, hatta sembolleşir. Fakat buna rağmen bu rolü günümüzde Kürtler içinde maalesef pek de bilinmiyor. Oysa bir halk, Rewşen Bedirxan gibi aydın insanların çabaları ile zengin bir belleğe sahip olur.
Rewşen Bedirxan, 1 Haziran 1992'de Suriye'nin Banyas kentinde, ait olduğu toprakların uzağında, Cizîra Botan'dan zorla çıkarılan Bedirxan ailesinin bir neferi olarak hayata gözlerini yumar. Qamişlolu şair Konê Reş, Rewşen'in mezarı başında şu dizeleri okur:[1]
Erê Mîro! Felek çerx û dewran e
Rewşen Xanim îro li te mêvan e
Bigerîne civateke Botanî
Di gel Rewşen û Celadet û Xanî
Rewşen Xanim wê bide te mizgînî
Îro şer eli Herekolê Banî
Li Cizîra Bavê Têlî, li Şernax
Gelê Kurd mil dane hevdû bi yek rex
Şiyar bûne êdî nemaye ew xew
Bexwedan û serxwebûn e û hew...[1]