ZAZALAR
#Zaza# weki pılıngan bı dar û şûr û gopal
Berê xwe dane Tırkan, gazi kırın Ero, Ero!
Cigerxwin
Batıya göçetmiş, göçetmeye zorlanmış ya da orada mecburi iskana tabi tutulmuş olanları sayılmazsa Dımıli Kürtleri şu illerin sınırları içinde yaşarlar:
1)Semsûr (Adıyaman)
2)Çewlig (Bingöl)
3)Bedlis (Bitlis)
4)Diyarbekır (Diyarbakır)
5)Xarpêt (Elazığ)
6)Erzirgan (Erzincan)
7)Erzırom (Erzurum)
8)Mûş (Muş)
9)Sêwas (Sivas)
10)Sêrt (Siirt)
11)Dêrsim (Tunceli)
12)Ruha (Urfa)
Bu illerden Dêrsım ve Çewlig'de nüfusun büyük çoğunluğu; Diyarbekır, Xarpêt ve Ezirgan'da nüfusun önemli bir bölümü bu lehçeyi konuşur. Bazı illerde ise denebilir ki sadece birer ilçenin sınırları içinde Dımıli lehçesi konuşulur. Semsûr'un Alduş (Gerger), Ruha'nın Sêwreg (Siverek), Bedlis'in Motki (Motki) ilçeleri buna örnek verilebilir. Mûş, Sêwas, Erzırom ve Sêrt illerindeki Dımılilerin miktarı ise azdır.
1950 yılına ait T. C. Genel Nüfus Sayımı sonuçlarından anlaşıldığına göre yukarıdaki illerden başka Meleti (Malatya), Qers (Kars), Gümüşhane ve Seyhan [Adana] illerinde de az miktarda Dımıli lehçesini konuşan Kürt yaşamaktadır.
Dımıli lehçesini konuşan Kürtler, yöreden yöreye Kırd, Kırmanc, Dımıli, Dımli, Dımbıli ve Zaza gibi değişik adlarla adlandırılırlar. Konuştukları lehçe de bunlara bağlı olarak Kırdki, Kırmanci/Kırmancki, Dımılki/Dımıli, Dımıli, Dımli, Zazaki veya So-bê (Şo-bê) adıyla adlandırılır.
Burada kısaca bu sözcükler üzerinde duracağız. Aşağıdaki bölümlerde yanlış anlaşılma olmaması için hemen belirtelim ki Kurmanci sözcüğünü, Türkiye Kürdistanı'nda ve Türkiye'de Dımılilerin ve Şêxbızınilerin konuştuğu Kürtçenin dışındaki Kürt lehçesi olan Kurmanci anlamında kullanıyoruz. Kurmanc sözcüğünü de yer yer açıkladığımız farklı anlamının dışında genel olarak bu lehçeyi konuşan Kürtler için ad olarak kullanıyoruz.
KIRD İSMİ
Dımıli lehçesini konuşan Kürtler bugün bazı bölgelerde kendilerine Kırd, lehçelerine de Kırdki veya Kırdi demektedirler. 19. yüzyılda Dımıli lehçesiyle yazılmış olan iki metinde de bu sözcükler kullanılır.
Bunlardan Peter Lerch tarafından 1850'lerde bir Dımıli'nin (Kırd'ın) ağzından derlenerek yazıya geçirilmiş olan metinler, Dımıli lehçesinin bilinen en eski yazılı metinleridir. Bunlardan birinde Nêrıb köyünün ağası Xelef Axa, Nêrıbli taraftarlarına şöyle seslenir:
Bawni axaler, ma şueni qa wxe, metersi, eskeri Daqma Begi zav û, hema pyêrû Tirk i, nışêni ma de qawxe bıki, ma pyêrû canmirdi Kırdan i...
Türkçesi:
Bakın ağalar, döğüşmeye gidiyoruz, korkmayınız, Daqma Bey'in askerleri çoktur ama hepsi Türktürler, bizimle döğüşemezler, biz hepimiz Kırd (Kürt) yiğitleriyiz...
Hezanlı şair Ehmedê Xasi ise 1898'de Dımıli lehçesiyle yazmış olduğu Mevlid'in sonunda şöyle der:
Temam bı vıraştışê Mewlıdê Kırdi bı yardımê Xalıqi û feyz û bereketê peyxamberê ma -sellellahu 'eleyhi we 'ela alihi we sellem- bı destê Ehmedê Xasi Hezanıci dı hınzar û hir sey û şiyyes serri de, bı tarixê 'Erebi. (abç)
Yani:
Yaratıcı'nın (Tanrı'nın) yardımı ve peygamberimizin -S. A. S.- feyiz ve bereketiyle Mewlıdê Kırdi'nin (Kırdce Mevlid'in) hazırlanması, Arap tarihiyle bin üç yüz on altıda Hezanlı Ehmedê Xasi'nin eliyle tamamlandı.
Hemen belirtelim ki Dımılilerin Kürt olmadığının propagandasını yapan Piya dergisinde Fılit Siwanıj imzasıyla yayınlanan bir yazıda, Ehmedi Xasi'nin bu cümleleri kasıtlı olarak tahrif edilerek Latin harflerine çevrilmiştir. Örneğin orijinal metinde Mewlid sözcüğünden sonra nokta bulunmadığı halde Fılit Siwanıj, Kırdi sözcüğünü tahrif etmek için buraya nokta koymakta, Arap harfleriyle K-R-D-Y biçiminde yazılmış olan Kırdi sözcüğünü ise kerdı biçiminde değiştirmektedir. Bu örnek, Dımılilerin Kürt olmadığını iddia eden bazı çevrelerin hangi metotlara başvurduklarını göstermesi açısından ilginçtir.
Şehit Şeyh Sait'in oğlu Şeyh Selahattin'in müritlerince Dımıli lehçesiyle söylenen bir beytte de Kırd sözcüğü kullanılmaktadır. Sözkonusu beyt, Gelê Kırdo, rınd bızonî (Ey Kürtler, iyi bilin) diye başlamaktadır .
Dımıliler Kurmanclara Kırdas veya Kırdasi, lehçelerine de Kırdasi veya Kırdaski demektedirler. Ziya Gökalp bu konuda şöyle yazar:
... Zazalara gelince, bunlar kendilerine (Arapça harfinin kesresi ile) Kırt derler. Kurmanclara da Kürdasi veya Kırdasi adını verirler. Türkler ise Kürt adını Kurmanclara ayırmışlardır. (abç)
Aynı konuya Kemal Badıllı da değinir: Türkiye'deki Zazalar kendilerini asıl Kürt sayarak kendilerine Kırd ve kendilerinin dışında kalan Kürtlere, daha doğrusu Kurmanclara da -biraz da küçümseme ile müterafik olarak- Kırdasi (Kürdümsü, Kürtçük) derler. (abç)
Gwevdereyıc de Çolig (Çewlig) ile ilgili bir yazısında Kırd sözcüğüne değinir:
Zony Çolig Kırd û. Tıkye merdımy Kırd, [zoni] ma ri vony Zaza ki, tıkye vony Dımıli. Lakin ma vony Kırd. (abç)
Yani:
Çolig'in dili Kırd[ce] (Kürtçe)dir. Bazı Kırdler (Kürtler) dilimize Zazaki, bazıları Dımıli derler. Ama biz Kırd (Kürtçe) deriz.
Kurd (Kürt) sözcüğünün kökeni hakkında bugüne dek çok değişik yorumlar yapılmışsa da, bu yorumları yapanlar çoğu kez bizzat Kürtlerin yer yer kendilerini adlandırmak için kullandıkları Kırd ve Kırmanc sözcüklerinden habersiz olduklarından bu iki sözcüğü hesaba katmamışlardır. Bu nedenle de örneğin Yunan yazarlarından Polybe (Polibio)'in M. Ö. 200'lerde sözünü ettiği Cyrtii, Strabon'un sözünü ettiği K'pTıoı [okunuşu: Kirtii, anlamı: Kirtiler] ve Romalı tarihçi Tito Livio (M. Ö. 54 -M. S. 17)'nun sözünü ettiği Cirtei/Cirti sözcüklerinin bugün bazı bölgelerde Dımıli Kürtlerinin kendileri için kullandığı Kırd ve bunun çoğul biçimleri olan Kırdi veya Kirdi sözcükleri ile neredeyse aynı olmaları gibi hususlar üzerinde durulmamıştır .
Dımıliler arasında, Kırd sözcüğünün, yukarıda değinilen geniş anlamının yanısıra bazı yörelerde bey (mire) veya ağa aileleri dışında kalan halk için kullanıldığı da görülür. Örneğin. Gêl (Eğil)'deki beyler ailesi (Key Miran) ile Piran'daki ağa ailesi (Key Axan)'nin dışındaki halka Kırd denir. Sözkonusu aileler de Kürt oldukları ve Kırd denilen kesimle aynı lehçeyi (Dımıli) konuştukları halde, onların dışındakilere Kırd denmesi, bu sözcüğün yer yer toplumsal bir ayırımı da ifade ettiğini gösteriyor. Bu anlamıyla Kırd sözcüğü, Kürdistan'ın değişik yörelerinde kullanılan Kırmanc veya Kurmanc sözcüğünün ikinci anlamını çağrıştırmaktadır. Çünkü Kırmanc veya Kurmanc sözcüğü, Kürtçenin Kurmanci lehçesini konuşan Kürtler için ad olarak kullanıldığı gibi, ikinci bir anlamda da kullanılmaktadır. Aşağıda bunun üzerinde duracağız.
Yazılı kaynaklarda Kırd sözcüğüne ait yeterli bilgiye rastlanmıyor. Ancak Nikitin'in yazarı bilinmeyen elyazması bir kitaptan aktardığı Farsça bir parçada bu konuda şöyle bir açıklama var:
Asıl kabile mensubuna Kurd denir . Kurd (yani kabile mensubu-Malmisanıj) olmayıp kabileye dışarıdan katılanlara ise tahfif en Kurt (bu sözcüğün doğru okunuşunu çevirdiğimiz Arap harfleriyle yazılı Farsça metinden anlamak mümkün değil, Kırt veya Kert biçiminde de okunabilir-Malmisanıj) denir... Aynı şekilde Kürt kabilelerinden birine mensup olup kabilesinden ayrılarak başka bir kabile veya aşirete katılana da Kurt (veya Kırt, Kert-Malmisanıj) denir.
Aşağıda Kırmanc sözcüğünün benzer anlamlarda kullanılığı konusundaki açıklamalarla bu konunun daha iyi anlaşılacağı kanısındayız.
NOT-1: Kendilerine Kırd; Kurmanclar'a ise Kırdas diyen Zaza Kürtleri mıntıklarını da Kırdone/Kırdane şeklinde isimlendirirler. Konuyla ilgili sonraki bölümde verilen bazı bilgiler şöyle:
(...) Piran gibi başka bazı yörelerde Dımıliler, yukarıdaki Kırmanciye sözcüğüne karşılık Kırdane sözcüğünü kullanırlar. Bu sözcüğün asıl anlamı Kürtvari, Kürtlüğe uygun, Kürtlük olmakla birlikte Kürtlerin (Kırdlerin) yaşadığı yer anlamına da gelir.
Dersim Dımılilerinin kullandığı Kırmanciye sözcüğü ile diğer bazı Dımılilerin kullandığı Kırdane sözcüğünün anlamına denk düşen Kurdewari sözcüğü de Iran ve Irak Kürdistanı'ndaki Kürtler tarafından yer yer Kürdistan anlamında kullanılır. Örneğin Naley Cûdayi'de Kurdewarî, ey wulatî cwanekem (Kurdewari, ey güzel ülkem) derken şair Hêmın'ın Kurdewariden kastettiği budur. Şair Hejar'in sözlüğünde ve Ferhengî Mehabad'da Kurdewarinin bu anlama geldiği belirtilir. D. Izoli'nin sözlüğünde ise aynı sözcük, asıl anlamıyla, Kürde ve Kürt geleneklerine uygun diye açıklanır. (...)
Bu yazı 4 parçalı bir yazı dizisinin 4. bölümüdür, diğer bölümler için:
1. KIRD İsmi: Şu an burdasınız.
2. KIRMANC İsmi: http://kurdzaza.blogspot.com/2013/12/zaza-kurtleri-kimlerdir-kirmanc-ismi.html
3. DIMILÎ İsmi: http://kurdzaza.blogspot.com/2013/12/zaza-kurtleri-kimlerdir-dimili-ismi.html
4. ZAZA İsmi: http://kurdzaza.blogspot.com/2013/12/zaza-kurtleri-kimlerdir-zaza-ismi.html
KAYNAK VE NOTLAR:
1-Bu yazıda yeralan Kürtçe, Farsça ve Arapça ibareler ile kitap adlarını vs. Kürt alfabesiyle yazdım.
2-Dımıli lehçesiyle veya Dımıliler konusunda yazılanlar için bak. Malmisanıj, Bibliyografya Dımıli (Zaza), Hêvi (kovara çandıya gışti), Paris, no: 3, 4, 5, 6, 7
-Ayrıca bak. Kadri Cemil Paşa (Zinar Silopî), Doza Kurdistan (Kürdistan Davası) Kürt Milletinin 60 Yıllık Esaretten Kurtuluş Savaşı Hatıraları, Ikinci basım, Özgür Gelecek Yayınları, Ankara, 1991, s. 250-254
3-Dersim'de Dımıli lehçesi ile Kurmanci lehçesini ayırdedebilmek için halk arasında bazan ilk ine So-bê, ikincisine ise Herre-were de denir. Hem So-bê hem de Herre-werenin sözcük anlamı Git-geldir.So-bê (Şo-bê), bazı kaynaklarda Bê-so biçiminde de geçer (Zılfo Xaskar, Dımıli Kürtçenin Lehçesidir, Yeni Ülke, Istanbul, yıl: 2, no: 5 (17-23 Kasım 1991)
Bu vesileyle belirtelim ki Goran (Hewrami) Kürtçesi de halk arasında bazan Maço (veya Maço-Maço) diye adlandırılır ki maçonun bu lehçedeki sözcük anlamı söylerimdir.
-Bak. Mirza Şukrullah Senendecî (Fexru'l-Kuttab), Tuhfe-i Nasır i Der Tarix o Coxrafyayê Kordestan, Be inzimamê pênc meqale der bareyê qebaîlê Kord ez Doktor Heşmetullah Tebîbî, Tahran, 1366 [1987], s. bist û çar
4-Ne yazık ki bugüne dek Türkiye'de konuşulan Şêxbizini Kürtçesi hakkında hiçbir araştırma yapılmamıştır. Mahmûd Lewendi'nin Ankara'ya bağlı Haymana ilçesinin Gozgozê köylülerinden derlediği birkaç türkü sayılmazsa Şêxbızıni Kürtçesi yazılmamıştır da. Lewendi'nin ve başka yazarların belirttiğine göre, Şêxbızınilerin Kürtçesi Güney Kürtçesine yakındır.
-Bak. Mahmut Lewendi, Jı Hêla Haymanayê Çend Sıtranên Şêxbızınıyan, Çarçıra (kovara çandeyî ya gışti), no: 3 (Tebax 1986), s. 3
5-Bu metinlerle ilgili bir değerlendirme için bak. Malmisanıj, Ondokuzuncu Yüzyılda Kırd (Zaza) Aşiretleri Arasındaki Çatışmalar, Studia Kurdica, Paris, no: 1-3 (Nisan 1985), s. 72-78
6- Bugün Diyarbakır'a bağlı bulunan Hênı (Hani)'nin Nêrıb adını taşıyan yedi köyü vardır: 1)Nêrıbê Axan (Kuyular) 2)Nêrıbê Melıkan (Bozok) 3)Nêrıbê Çulagan (Abacılar) 4)Nêrıbê 'Eliyan (Atıcı) 5)Nêrıbê Wısıfan (Çukur) 6)Nêrıbê Topalan (Topçular) 7)Nêrıb-Cımsat
7- Peter J. A. Lerch, Forshungen über die Kurden und die iranischen nordchaldÇer, St. Petersburg, 1857-1858 (yeni baskısı: Amsterdam, 1979), s. 78
8- Ehmedê Xasi hakkında daha fazla bilgi için bak. [Malmisanıj], Zaza (Dımıli) Lehçesinde Yazan Bir Ozan: Melay Xasi, Devrimci Demokrat Gençlik (dergi), Istanbul, no: 2 (Mart 1978), s. 14
9-[Malmisanıj], Hêvî (kovara çandiya gışti), Paris, no: 4 (Îlon, 1985), s. 75-76
10-Ehmedê Xasi, Mewlıdê Nebi, Litoğrafya Matbaası, Diyarbekir, 1899
11-Harûn, Yew Beyta Mıridanê Şêx Selaheddinê Şêx Se'idi, Armanc, Stockholm, no: 128, s. 10
12-Ziya Gökalp, Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik Incelemeler, Komal Yayınları, Ankara, 1975, s. 51
13-Kemal Badıllı, Türkçe Izahlı Kürtçe Grameri (Kurmancca lehçesi), 1965, s. 6
14-Gwevdereyıc, Çolig, Demokrat (kovara sıyasi û çandi), no: 7 (Adar 1990), s. 20
15-Bak. Polybeo, Storie, V, 52, 5'den aktaran: Islâm Ansiklopedisi, Milli Eğitim Basımevi, Istanbul, 1977, c. 6, s. 10 90
16-Strabon, Geografia, XI, 13, 3 ve XV, 3, 1'den aktaran: Islâm Ansiklopedisi, c. 6, s. 1090
17-Tito Livio, Ab Urbe condita libri, XXXVII, 40, 9; XLII, 58, 13'ten aktaran: Mirella Galeti, age., s. 83
Bu vesileyle, Kürtlerden sözeden en eski Arap kaynağının 7. yüzyılda yaşıyan Ali bin Ebi Talib (Hz. Ali) dönemine ait olduğunu da belirtelim (Bak. Yearbook of the Kurdish Academy 1990, Almanya, s. 19).
18-Ziya Gökâlp bir vesileyle, aşirlerin yani aşiretlerin hükümete bağlı olmadıklarını ve dağlı Kürtler tarafından Kurmancê Reş (Kara Kurmanc) diye adlandırıldıklarını yazar (Bak. Ziya Gökalp, yage., s. 72).
Yazar: MALMÎSANIJ[1]