=KTML_Bold=Kürtçenin kadın öykücüsü: #Sîma Semend#=KTML_End=
Kürt toplumunda kadın yazarlar ilk olarak Sovyet Ermenistan’ında ortaya çıktı. Sîma Semend de bu kadınlardan bir tanesi. Öykülerinin ortak noktası ise ana karakterlerin toplum baskısına karşı mücadele eden kadınlardan oluşması
20. yüzyıl boyunca Kürtçe, Kürt coğrafyasında yasaklıydı ve çok katı baskılarla karşı karşıya idi. Bunun sebepleri malum... Özellikle Türkiye’de Kürtçe üzerinde çok katı bir baskı vardı. Anadilde eğitim zaten söz konusu olmazken, Kürtçe dergi, kitap, gazete gibi yazılı yayınlar ve radyo-TV gibi görsel ve işitsel yayınlar da kesin olarak yasaktı.
Bu durum 90’lı yıllara kadar ağırlaşarak geldi. 90’lı yıllarda birçok zorluğa rağmen kitap, dergi ve gazeteler yayınlanmaya başlandı. Yaklaşık 70 yıllık bu dönemde Sovyetler Birliği topraklarında yaşayan Kürtler, diğer Kürtlere kıyasla kısmen daha özgür ve elverişli koşullarda yaşadıkları için edebiyat, folklor, tarih gibi alanlarda çok önemli çalışmalara imza attı. Birçok alanda Kürt edebiyatında ilk eserler Sovyet Kürtleri tarafından verildi. İlk Kürtçe roman ve filmin, Kürt klasik edebiyatı çalışmaları alanında ilk sayılacak birçok önemli çalışmanın bu dönemde Sovyet topraklarında olması tesadüf değil.
Kürtler modern edebiyat alanında eserlerini geç vermiş olsa da, azımsanmayacak bir edebi birikime sahip oldular. 1930'lu yıllarda modern edebiyat anlamında ilk adımlar atılmış, 21. yüzyıla kadar önemli yazarlar yetişti. Kürtçe eserler çoğunlukla erkekler tarafından yazılmış olsa da, eserleriyle Kürt yazılı edebiyatına damgasını vuran kadın yazarlar da yok değil. Kürt kadın yazarların az olmasında, Kürt toplumunun feodal bir yapıya sahip olması, erkek egemen zihniyet, siyaset ve kadını geri planda bırakan inançlar gibi birçok etken var.
Bir kadının bu engelleri aşıp kurallardan sıyrılması için çok ciddi bir mücadele vermesi gerekiyordu. Bu mücadeleyi verip, kurallara başkaldırıp birçok alanda iz bırakan kadınlar da oldu. Bunlardan biri de Sîma Semend’dir
Kürt toplumunda kadın yazarlar ilk olarak Sovyet Ermenistan’ında ortaya çıktı. Sîma Semend de Bitlis’ten zamanın Çarlık Rusya’sına bağlı Ermenistan’a göç eden Rojkîyan aşiretinden. Semend, 1933 yılında Ermenistan’ın Axbaran şehrinde dünyaya geldi. Ailesi Kürtçe ile yakından ilgiliydi. Ermenistan Kürtlerinin tanınmış simalarından olan babası Semendê Elî Sîyabend, Almanlara karşı yapılan savaşta “Sovyetler Birliği Kahraman” madalyası alan ilk Kürt. Uzun yıllar Ermenistan’da bakanlık yaptı. Aralarında “Xecê û Sîyabend” adlı eseri dâhil birçok Kürtçe edebi eserin de sahibidir. Semend’in eşi, Karlênî Çaçanî de tanınmış bir şair ve tarih alanında doktora sahibiydi. Uzun yıllar Ermenistan Kürt yazarlar birliğinin başkanlığını yapmış, Kürt tarihi hakkında birçok kitap ve birkaç şiir kitabı da yayınlanmış.
Ortaöğretim eğitimini Ermenistan, Elegez'de tamamlayan Semend, 1958 yılında Erivan Üniversitesi Filoloji bölümünü bitirir. Eğitimini bitirdikten sonra Ermenistan Dil Akademisi'nde birkaç yıl çalışır. Daha sonra Kürtçenin gelişiminde önemli rolü olan Erivan Radyosu'nda 30 yıl emek veren Semend, burada çocuklar için programlar, hazırlayıp sunar. Hazırlayıp sunduğu Jina Kurd (Kürt Kadını) adlı radyo programı Erivan Radyosu'nun Kürt dinleyicileri tarafından hevesle dinlenir. Kürt dilinin yasaklı olduğu dönemde yaptığı bu değerli çalışmalarla Kürtçenin gelişimine önemli katkılar sunar.
Semend, radyoda yaptığı programlarla da sınırlı kalmaz. Henüz öğrencilik yıllarında yazdığı Kürtçe ve Ermenice hikâye ve öyküler gazete ve dergilerde yayınlanır. Eserlerinde Ermenistan’da yaşayan Kürt toplumunun yaşamını, doğa ile ilişkisini, feodal yapıyı ve bu yapı içinde kadının yaşamını işler. Kahramanları genellikle feodal yapı ile mücadele eden ve kendi yolunu çizmeye çalışan kadınlardan oluşur. Çoğunluğu erkeklerden oluşan Kürt yazarların eserlerinde kadın başkarakter yok denecek kadar azken, Semend’in öykülerinde başkarakterlerin nerdeyse hepsi kadındır. Öykülerinde sınıfsal bakış açısı hâkim ve elbette bunda Sovyet sosyalist sistemi döneminde uygulanan ve kadın ile erkek arasında eşit işbölümünün esas olduğu kolhoz siteminin etkisi de vardır.
Semend’in ilk eseri, 1961’de Erivan’da Kiril alfabesiyle basılan “Xezal” adlı hikaye kitabıdır. Kitap, 1996 yılında İsveç’in başkenti Stockholm’de Nûdem Yayınları tarafından Latin alfabesiyle basılır. 2015 yılında da Türkiye'de Avesta yayınlarından çıktı. Xezal üç öyküden oluşuyor ve öykülerin ortak noktası kadın kahramanların toplumun baskısına karşı mücadele etmesi. Kitaba adını veren Xezal adlı öyküde, başlık parasını, kadınların eğitimden uzak tutulmasını ve zorla evlendirilmelerini eleştirir.
Xezal'dan sonra Du Şahî (İki Eğlence) ile Guman(Umut) adlı diğer öykü kitapları yayınlanır. Bunlar dışında Ermenistan Kürtlerine ait hikâyelerin olduğu iki derlemesi de yayınlandı. Kiril alfabesiyle basılan fakat henüz Latin alfabesine çevrilmeyen bu kitapları yakın zamanda Latin alfabesiyle okurlarıyla buluşacağının da müjdesini verelim. [1]