PîjokDergisi, unutulmaya yüz tutmuş bir hakikati, Şexbizinîleri bugüne taşımak için yola çıktı. Kürtçenin Şêxbizinî lehçesinde bir ilk olan PîjokDergisi'nin ekibi, 'Dilimiz ve kültürümüz yoğun bakımda', diyor ve harekete düşüyor. Kürt okura da onu yaşatmak kalıyor[1]
Şêxbizinîleri bilir misiniz? Ben de pek bilmezdim doğrusu ancak bir dergi ile tanışma fırsatı buldum. Aslında bir Kürt aşiret konfederasyonu. Kürdistan'ın tüm coğrafyasına yayılmış, Türkiye'nin batısında da başta Ankara Haymana olmak üzere birçok yere dağılmış. Şêxbizinîleri, Kürtçe'nin bir lehçesi olan Şêxbizinî lehçesini kullanıyor. Bütün bu unutulmaya yüz tutmuş hakikati tekrar bize hatırlatan PîjokDergisi oldu. Kürtçe için yeni bir soluk borusu daha açan Pijok, Kürt toplumunun kültür ve dil zenginliğine dair bir pencere açıyor. Ancak bu pencere kapanmak üzere olan bir pencere, zira dergi editörlerinin tabiri ile söylersek Şêxbizinî lehçesi yoğun bakımda. Genel yayın yönetmenliğini Onur Özdemir'in üstlendiği PîjokDergisi'nde Erhan Akbenli, Ramazan Cömert Tetik, Xamgeli Bane, Mustafa Başaran ve Perihan Yoğurtçu da yazılarıyla dergide yerini aldı.
Şêxbizinîler kimdir?
Şêxbizinîler ya da Güney Kürdistan’daki aynı aşiretten akrabaların tabiriyle ''Şêxbizeynîler'' kökleri Doğu Kürdistan’ın Kirmanşan ve İlam bölgelerine dayanan büyük bir Kürt aşiretidir. Aşiret adı bazı bölgelerde ''Şivan û Şexbizeyn'' olarak iki aşiret konfederasyonu olarak da zikredilmekte. Aşiret Federe Kürdistan Bölgesi’nde Taq Taq, Pirde, Çemçemal, Xaneqîn, Hewlêr ve Kerkük gibi bölgelerde dağınık şekilde yerleşmiş durumda. Türkiye'de ise özellikle Ankara Haymana bölgesinde yoğun bir şekilde varlar. Haymana mıntıkasının haricinde Sinop, Kastamonu, Bayburt, Amasya, Adapazarı, Çorum, Adıyaman ve Siverek gibi yerlerde halen varlıklarını muhafaza etmekteler.
Şêxbizinî ya da Şexbizeyn lehçesi aşağı Kürtçe olarak da ifade edilen Kürtçenin koluna girmektedir. Feylî Kürtçesinin Lek ağzına oldukça yakın bir lehçedir.
Zorla göçe tabi tutuldular
Hangi kentlerde yoğunluktalar, sadece Ankara’nın Haymana ve Polatlı ilçeleri, Sinop, Samsun, Bayburt, Konya gibi kentlerde mi yaşalar? Tabi ki hayır işte Şêxbizinîler ile ilgili kısa bir tarih özeti.
Aşiretin Haymana kolundakiler, yazılı fermanlara göre 1800’lü yılların başlangıcından itibaren Haymana’ya yerleşmeye başlamışlardır. Haymana'dan önce ise Diyarbakır, Urfa Siverek ve Elazığ Palu yaylalarında konakladıkları bilinmektedir. Bundan öncesinde ise Federe Kürdistan Bölgesi’nde, Bağdat merkezde ve Doğu Kürdistan’da ilk yerleşim yerlerinde yaşadıkları anlaşılmaktadır. Siverek ve Palu'da ne kadar süre kaldıkları tam bilinmemekle birlikte Kasr-ı Şirin anlaşmasından sonra buralara göç ettikleri tahmin edilmektedir. Bu bölgelerde takriben 70-100 sene kaldıkları düşünülmektedir.
Sözlü kültürde ya da yazılı belgelerde aşiretin zorla göçe tabi tutulduklarına dair bir bilgi mevcut değildir. Yaşanan göçlerin bu açıdan ekonomik nedenlerle olabileceği de tahmin edilmektedir. Osmanlı Devleti'nin Türkmen aşiretlerine de uyguladığı iskan politikasının bir sonucu olarak göçlerin meydana gelmiş olabileceği değerlendirilmeye değer bir husustur.
Aşiret kültürü devam ediyor
Şêxbizinîlerin yerleşim yerlerindeki ekonomik dayanakları tarım ve hayvancılıktır. Özellikle hayvancılık konusunda derin bir tecrübe birikimine sahiptirler. Bir rivayete göre meşhur Ankara keçisinin Haymana Kürt Şêxbizinîları tarafından yetiştirildikleri ifade edilmektedir.
Ankara şehir merkezinde ise aşiret mensuplarının büyük çoğunluğu meyve sebze ve balık ticareti ile meşguldür. Aşiret Kürt kültürünün temel dinamiklerini halen bünyesinde muhafaza etmektedir. Düğün ve cenaze merasimleri, akrabalık ilişkileri, sözlü edebiyat, kadın-erkek ilişkileri gibi konular büyük çoğunlukla geleneksel çerçevede kalmaktadır.
Pîjokbir ilk
Şêxbizinî Kürtçesi yukarıda da belirtildiği üzere Aşağı Kürtçe koluna girmektedir. Bu yönüyle Türkiye'deki Kürtler arasında azınlık tarafından konuşulan bir lehçedir. Aşağı Kürtçe lehçesinde bilinen yazılı metinler oldukça eski tarihlere dayandığı bilinmesine rağmen bu metinlere Türkiye Şêxbizinîlerinin aşinalığı çok azdır. Kirmanci lehçesinde bugün üretilen yazılı kaynak tatmin edici düzeyde olmasa da lehçenin geleceği açısından oldukça güven vermektedir. Ancak Şêxbizinî lehçesinde en azından Türkiye'de yaşayanlar arasında konuştukları dili yazıya dökebilen ve yazılı eser ortaya koyan olmamıştır. Bunu büyük eksiklik olarak gören PîjokDergisi'nin kurucuları, harekete geçme kararı alır.
'Varlık mücadelesi veriyoruz'
Diğer yandan, Kürtçenin herhangi bir lehçesindeki yazılı aşinalık ve birikim diğer lehçelerle de aşina olmak açısından büyük önem arz ettiğini düşünen Pîjokekibi, Kültür ve kimlik bilincine sahip her Kürt insanının üzüleceği en büyük şey dillerinin başına gelen ve halen devam etmekte olan felaket olacaktır. Zira okunmayan ve yazılmayan bir dilin şu günümüz dünyasında gelecek nesillere tevarüs etmesi mümkün değildir. Dominant dil ve kültür çok hızlı şekilde kendini kabul ettirmektedir. Bu durumu biz şöyle tarif etsek olur: dilimiz ve kültürümüz acil serviste hatta yoğun bakımda varlık mücadelesi vermektedir diyor.
Yaşamdan parçalar
İlk sayılarını temmuz ayında okurlarla buluşturan Pîjokekibi, Bu açıdan bakan biz birkaç arkadaş ilk etapta periyodik aralıklarla bir dergi fikri üzerinde uzlaştık. Dergimiz temel olarak sosyal, kültürel ve edebi bir içerikle çıkmaktadır. Halkımızın Kürtçe okur yazarlığını arttırmayı hedeflemektedir. İçinde şiirlerin yanısıra masallar, yaşanmış hikayeler, şarkıların tarihi, sosyal ve ekonomik yaşam ve tarihi konular yer alacaktır. Diğer Kürt lehçeleri ile kıyaslamalı yazıların da olması arzu edilmektedir vurgusu yapıyor.
Her ay raflarda
Artık bundan sonrası Kürt okurlara da, dolu dolu içeriği ve geniş yazar kadrosuyla bir tarihe yenide hayat veren PîjokEdebiyat Dergisi'ni okumak kalıyor. Aylık olarak raflarda yerini alacak Pîjokdergisine ulaşmayı unutmayın.