Köylerinin yakılması, kardeşine uygulanan ağır işkence ve çocuklarına verdiği Kürtçe isimlerin nüfusta kabul görülmemesine karşı Kürtçe dışında başka bir dil konuşmayan Barış Annesi Hatice Ay için Kürtçe konuşmak, politik bir duruş.
Amed’in Lice ilçesinde dünyaya gelen Ay, küçük yaşından itibaren düğün ve etkinliklerde dengbêjlik yapmaya başladı. 1994 yılında köylerinin devlet tarafından yakılması üzerine Ankara’ya göç etmek zorunda kalan Ay, hem köylerinin yakıldığı süreci hem de göçten sonra yaşadıkları zorlukları da yine bestelediği klamlarla dile getirdi.
Kürtçe konuşmak politik bir duruş
Ay’ın Kürtçe dışında başka bir dil konuşmamasının nedenleri ise yaşadıklarında yatıyor. Çocuklarına verdiği Kürtçe isimlerin hiçbiri kimliklerine yazılmadı, köyleri yakıldığı sırada kardeşi günlerce işkence gördü. Çocuklarının Kürtçe ismini kabul etmeyen, köyünü yakan zihniyete karşı anadili hayat mücadelesi haline gelen Ay, Barış Anneleri Meclisi’nde yürüttüğü mücadeleyle politik duruşunu sürdürdü.
Mücadele dolu bir yaşam
Mezopotamya Ajansı’ndan Zemo Ağgöz’ün haberine göre Barış Annesi Ay için artık Kürtçe konuşmak, cezaevlerindeki tecride, işkencelere ve savaşa karşı bir duruş anlamına geliyor. 29 yıldır Ankara’da yaşayan Ay, katıldığı her eylem ve etkinlikte başına taktığı sarı, kırmızı, yeşil boncuklarla örülmüş beyaz tülbendi ve sırtındaki renkli şalıyla herkes tarafından tanınıyor. Ay, etrafını kuşatan yüksek binalara inat kültürünü yansıttığı giyimiyle semte de renk katıyor.
İki yıl evden hiç çıkmadı
Ankara’ya 9 çocuğu ve eşiyle geldiklerini belirten Ay, ilk yıllarda çocuklarının simit satarak geçimlerini sağladığını söyledi. İlk iki yıl boyunca evden hiç çıkmadığını dile getiren Ay, “Çocuklarımın zor durumda çalışması beni üzüyordu. Zaten köyümüzün yakılması üzerine gelmiştik, bu nedenle çok zor geliyordu burada yaşamak. Köyde devletin baskısını çok gördük. Evimize baskın oluyor, Kürtçe kasetleri saklıyorduk. Zor günlerdi ama Ankara’ya gelince daha çok zorlandım, çok zoruma gidiyordu” ifadelerini kullandı.
Dilimden vazgeçmiyorum
Mücadelesinin Amed’de başladığını belirten Ay, “Buraya gelince iki yılın ardından partiye gittim. Partide Kürtçe konuşmadıkları için tepki gösterdim. Partiye kızdım ve 5 yıla yakın hiç gitmedim. Sadece Newroz gibi etkinliklere gidiyordum. Kürtçe için bu mücadeleyi veriyoruz ve çektiğimiz zulüm de bundan dolayıydı. Bu yüzden tepki gösterdim ve gitmedim. Ta ki Barış Anneleri İnisiyatifi kurulana kadar. Barış Anneleri’ne katıldım. Dilimden vazgeçmiyorum.[1] Kürtçe dışında bir dil konuşmak zorunda değilim. Dilimi yasaklayanlara karşıyım” diye belirtti.
Mücadelem hep dilim için oldu
Hatice Ay şunları belirtti: “Bu zulme karşı ses çıkarmak lazım. Ben de bu yüzden hep Kürtçe konuşuyorum. Dilinizi bırakmayın. Kürtçe konuşuyoruz. Çocuklarımın hepsi biliyor. Burada Türkçe öğrendiler ama evde yine de Kürtçe konuşulur. Bir komşumuz bana Türkçe öğretmeye çalıştı ancak baktı olmuyor, ‘Sen bana Kürtçe öğretirsin de ben sana öğretemem’ dedi. Tepkimle beraber partidekiler de Kürtçe konuşmaya başladı. Mücadelem hep dilim için oldu. Son bir çocuk kalana kadar bu dil yaşayacak. Dilimiz için mücadele vermezsek bu uğurda mücadele verenler karşısında suçlu oluruz.”[1]